Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/5588 E. 2015/13073 K. 07.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/5588
KARAR NO : 2015/13073
KARAR TARİHİ : 07.12.2015

MAHKEMESİ : …… .. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/10/2014
NUMARASI : 2012/81-2014/230

Taraflar arasında görülen davada …… ..Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 23/10/2014 tarih ve 2012/81-2014/230 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, “T….” ibareli markaların müvekkili adına tescil edildiğini, verilmiş hiç bir lisans ya da imzalanan bir anlaşma olmadığı halde davalının internet sitesinde kendisini müvekkilinin distribütörü ve yetkili satıcısı olarak tanıttığını, müvekkilinin marka ve logosunu işyerlerinde, satış ve pazarlama materyallerinde, internet sitesinde kullandığını, müvekkili tarafından sunulmamış malların ithalini yaparak marka hakkına tecavüz ettiğini, anılan ürünlerin Türkiye’de müvekkili tarafından sunulmaması sebebiyle marka hakkının tüketilmediğini ileri sürerek davalı eylemlerinin haksız olduğunun tespitini, haksız rekabetin önlenmesini, davalının “T…..” markasını kullanmasının yasaklanmasını, şimdilik 20.000 TL maddi tazminatın, marka ve ticari itibar zedelenmesine bağlı olarak 1.000 TL tazminatın ve 5.000 TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, ıslah dilekçesi ile maddi tazminat yönünden talebini 50.487,21 TL’ye çıkarmış ve ticaret unvanına tecavüzün de tespiti ve durdurulmasını istemiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin tamamen yasal yollardan paralel ithalatını gerçekleştirdiği “T….” marka saatleri fatura karşılığı satın alarak satışa sunduğunu, paralel ithalatın engellenemeyeceğini, müvekkilinin anılan markayı sadece “T….” markalı satışların yapıldığını tüketiciye bildirmek maksadıyla kullandığını, internet sitesinin hiç bir yerinde “T….” markasının distribütörü ya da yetkili satıcısı olunduğunun bildirilmediğini, markanın bir kez Türkiye’de satışa sunulmasından sonra marka hakkının tüketildiğini, tüm modeller için satışa sunulmanın gerekmediğini, kaldı ki davacı tarafından satışa sunulmadığı iddia olunan ürünlerin Türkiye’de satışa da sunulduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davaya konu saatlerin, 556 sayılı KHK’nın 13/1 maddesinde yazılı olduğu üzere “marka sahibi veya onun izni ile Türkiye’de piyasaya sunulmuş mal” niteliğinde bulunmadığı, aynı seriden başka modellerin veya çok küçük farklarla benzerlerinin davacı tarafından ya da izni ile Türkiye’de satılmış olmasının bu saatler yönünden marka hakkının tükendiği anlamına gelmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının eyleminin haksız olduğunun ve marka hakkına tecavüz oluşturduğunun tespitine, tecavüzün durdurulmasına, 50.487,21 TL maddi ve 5.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, itibar tazminatı ve ticaret unvanına tecavüzün tespiti ile durdurulması taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiş, mahkemece, davalı vekilinin temyiz istemi süre yönünden reddedilmiştir.
Bu kez, davalı vekili temyiz isteminin süre yönünden reddine ilişkin kararı temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, PTT tarafından yapılan tebligata ilişkin tanzim edilen tebliğ belgelerinin resmi evrak niteliğinde olmasına, tebellüğ evrakının sahteliği hakkında ilgili makamlarca verilmiş kesinleşmiş bir karar bulunmamasına ve sahteliği hakkında kesinleşmiş bir karar bulunmayan belgeye göre işlem yapılmasının zorunlu olmasına göre davalı vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddine ilişkin karara yönelik tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin temyiz isteminin reddine ilişkin ek karara yönelik bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan temyiz isteminin reddine ilişkin ek kararın ONANMASINA, istek halinde aşağıda yazılı 27,70 TL harcın temyiz edene iadesine, 07/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.