Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/5466 E. 2015/12896 K. 02.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/5466
KARAR NO : 2015/12896
KARAR TARİHİ : 02.12.2015

MAHKEMESİ : ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/11/2014
NUMARASI : 2014/1112-2014/556

Taraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 18/11/2014 tarih ve 2014/1112-2014/556 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davalı şirketin kurucu ortağı, temsile yetkili müdürü olarak M.. S..’nın 05.01.2004 ile 25.12.2012 tarihleri arasında müvekkili firmada çalıştığını, müvekkili firmanın imalat, planlama ve satış sorumlusu olduğunu, 2012 yılında kendi isteği ile ayrıldığını, ayrılırken müşteri portföy listesini de yanında götürdüğünü, ayrılmasından üç ay sonra ise aynı işkolunda faaliyet gösteren davalı şirketi kurduğunu, müşterilerine daha düşük fiyatlarla teklifler verdiğini, müşterilerinden İ.., S.., K.., E…. gibi birçok şirketin müvekkili ile iş yapmayı bırakarak davalı ile çalıştığını, davalıların bu yöndeki davranışlarının TTK 54. maddesinde belirtilen hükümleri ihlal ettiklerini ileri sürerek haksız rekabetin tespitine, şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili; müvekkilinin davacı ile iş akdi sona erdikten sonra çalışma özgürlüğü çerçevesinde kendi alanında bildiği işi yaparak çalışmaya devam ettiğini, bu fiilin yasalara uygun olup, kişisel bir hakkın kullanılması olduğunu, düşük fiyat vermesinin rekabetin gereği olduğunu, bu haliyle dahi şirketinin kar edebildiğini, davacının müşteri listesine ihtiyaç olmadan da müşterilere ulaşmanın günümüz teknolojisinde kolay olduğunu, müşteri listesinin ticari sır niteliği taşımadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı işyerinde imalat, planlama ve satış sorumlusu olarak çalışan davalının bu işyerinden ayrıldıktan 3 ay sonra aynı işkolunda faaliyet gösteren davalı şirketi kurduğu, davalının bildiği bir işi yapmasının doğal hakkı olduğu, taraflar arasında rekabet etmemeye ilişkin bir sözleşme olmadığı, çalıştığı işkolunda hangi firmaların iş yaptığını bilmemesi mümkün olmadığı gibi bu bilgilere ulaşmasının da zor olmayacağı, teklif fiyatlarını düşük tutmasının yeni faaliyete geçen firmanın tanınması ve tercih edilmesi için kullanılan bir yöntem olabileceği, firmanın zararına faaliyet göstermesinin düşünülemeyeceği, davalının faaliyetlerinin davacı ile haksız rekabete yol açtığına dair dosyada kanıtlayıcı delil bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 02/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.