Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/5437 E. 2015/12845 K. 02.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/5437
KARAR NO : 2015/12845
KARAR TARİHİ : 02.12.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/12/2014
NUMARASI : 2013/75-2014/366

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 30/12/2014 tarih ve 2013/75-2014/366 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl ve birleşen davada davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, asıl davada müvekkilinin unvanında yer alan ve dünyaca tanınmış olan SAP seri markalarının TPE nezdinde 1995 yılından beri tescilli olduğunu, davalı adına TPE nezdinde tescilli ”SAPBİL+ şekil” marka ile müvekkiline ait markalar ve tescilli olduğu sınıflar arasında aynılık ve benzerlik olduğunu ileri sürerek, “SAPBİL + şekil” markasının hükümsüzlüğünü; birleşen davada ise davalının ”www.sapbil.com” adresinde, işyerinde, ticari faaliyetlerinde izinsiz ve kötü niyetli olarak müvekkilinin SAP markalarını, logosunu ve SAP seri markalan ile karıştırmaya yol açacak bağlantılı diğer ibareleri ticari etki yaratacak şekilde kullandığını, bu faaliyetlerle müvekkilinin yetkili eğitim ve iş ortağı olduğu izlenimi verdiğini, davalının www.youtube.com internet adresinde yayınladığı video ve demoları ara yüzleri müvekkiline ait olan ve üçüncü kişilerce izinsiz ve lisanssız kullanımı mümkün olmayan müvekkili tarafından yalnızca ücret karşılığında sağlanan bir eğitim sunduğunu, davalının tüm bu eylemlerinin KHK’nın 9. ve 61. maddeleri uyarınca marka hakkına tecavüz ve TTK m .55 vd. uyarınca haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek, davalının marka hakkına tecavüz teşkil eden eylemlerinin önlenmesi ve durdurulması ile KHK m. 64 vd. ile TTK m.56 uyarınca fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 20.000 TL maddi, 50.000 TL manevi ve 50.000 TL itibar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı yargılamaya katılmamıştır.
Mahkemece, davalı markasının esas unsurunun “SAP” olduğu, davacı markaları ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğu, taraf markalarının tescilli olduğu sınıflar bakımından 41. sınıfın “eğitim ve öğretim hizmetleri” alt grubu bakımından aynı olduğu, 41. sınıfın “dergi, kitap, gazete vb. yayımlama hizmetleri” alt grubunun da davacı markalarının bazılarının tescilli olduğu 16. sınıfın “basılı evraklar, basılı yayınlar” alt grubu ile benzer olduğu, aynı ve benzer alt sınıflarda tescilli ayırt edilemeyecek kadar benzer markaların ortalama tüketici nezdinde karıştırma ihtimali yaratacağı, ayrıca davacının seri markalarının varlığı nedeniyle davalı markasının da davacı şirkete ait seri markası olarak algılanabileceği, dolayısı bağlantı kurma ihtimali doğacağı, davacı markasının tanınmış marka olduğu, davalının 41. sınıfın yukarıda anılan emtialar dışındaki emtialarda markasını kullanması sonucu davacı markasının ayırt edici karakterinin zedeleneceği, dolayısı ile KHK m.8/4 şartının gerçekleşmiş bulunduğu, davalının kötü niyetli olduğu anlaşılmış ve Birlesen Dava bakımından davalının davacı markasının birebir aynısını aynı tescil sınıfında kullanması sonucu KHK m.9/l-a uyarınca tecavüz teşkil ettiği, KHK’nın 64. maddesi uyarınca da meydana gelen zararına ilişkin bir belgenin sunulmadığı, fakat vaki tecavüz nedeniyle somut olayın özelliği davalı kullanımları göz önüne alınarak TBK’nın 50. maddesi uyarınca takdiren 10.000 TL maddi tazminata ve davacı tanınmış markasının davalı tarafından kötü niyetli olarak ve markanın itibarını zedeleyecek şekilde kullanımı nedeniyle takdiren 10.000 TL manevi tazminatın ve 10.000 TL itibar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesi fazlaya dair tazminat talebinin reddi ve hükmün ilanına karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2.021,60 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 02/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.