Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/5409 E. 2015/12555 K. 25.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/5409
KARAR NO : 2015/12555
KARAR TARİHİ : 25.11.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL(KAPATILAN) 49. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/05/2014
NUMARASI : 2013/216-2014/130

Taraflar arasında görülen davada İstanbul(Kapatılan) 49. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 14/05/2014 tarih ve 2013/216-2014/130 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin %20’lik hissesine sahip olduğunu ve 2010 yılı genel kuruluna kadar yönetim kurulunda yer aldığını, bu tarihten sonra yönetimden uzaklaştırıldığını, 2012 yılına ilişkin genel kurulun yapılması yönünden alınan kararların bir kaç kez ertelendikten sonra 15/05/2013 tarihinde gerçekleştiğini, anılan ilk genel kurul gündemlerinde sermaye arttırımı konusunda bir karar bulunmadığı halde bu genel kurulda bilanço ve gelir tablolarının, yönetim kurulu ve denetçinin ibrası, sermaye arttırımı, yönetim kurulu üyeleri huzur hakkı, denetçi seçimi ve özel denetçi atanması konularında kararlar alındığını, müvekkilinin alınan tüm kararlara karşı oy kullandığını ve muhalefet şerhini tutanağa yazdırdığını, alınan kararlarla müvekkilinin şirketteki payının azaltılması amacı güdüldüğünü, kararların objektif iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, sermaye arttırımının kaynağı konusunda gerekli tartışma yapılmadığını, ortaklardan B.. Y..dışındakilerin sermaye arttırımına katılma olanağının bulunmadığını, yönetim kurulunun ibrasında oy hakkından yoksun kişilerin oy kullandıklarını ileri sürerek, 15/05/2013 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, genel kurulun çağrı usulüne uygun olarak yapıldığını, toplantı tutanağı ve hazirun cetvelinin ilgililerle birlikte bakanlık temsilcisi tarafından imzalandığını, toplantı nisabına uyulduğunu, gündemin dışına çıkılmadığını, kararların çoğunluğunun mevcut oyların ekseriyetiyle, bazı kararların ise, oy birliği ile alındığını, davacının kötüniyet iddiasının yerinde olmadığını, yönetim kurulunun ibrası kararının da yasaya uygun olarak alındığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, genel kurul toplantı gündeminin 1, 2. ve 3. maddelerinin iptalini gerektirir bir durumun söz konusu olmadığı, 4. maddesinin bilanço ve gelir tablolarının okunup görüşülmesi, yönetim kurulu ve denetçinin ibrasına ilişkin olup, 2012 yılına ait bilanço ve gelir tabloları okunduktan sonra oydan yoksun olan yönetim kurulu üyelerinin katılımı olmaksızın oylama yapıldığı ve bilançonun onaylandığı, anılan kararda usul yönünden yasaya aykırı bir durum yok ise de, davalı şirketin kayıtlarının daha önce mali müşavir tarafından iki kez incelendiği, şirketin özvarlığını yitirdiğinin belirlendiği, yaptırılan bilirkişi incelemesi ile de, şirketin öz varlığının tamamen yitirdiğinin tespit edildiği, bilançonun şirketin gerçek durumunu göstermediği, yönetim kurulunun TTK’nın 376/1, 2 ve 3. fıkralarında yazılı yükümlülüklerini yerine getirmediği, ibranın kanun, sözleşme ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğu, 5. maddede kanuna ve dürüstlük kurallarına aykırı bir yön görülmediği, 6. maddenin ana sözleşmenin 6. maddesinin değiştirilmesine ilişkin olup, şirketin 3.550.000,00 TL olan sermayesinin, 4.000.000,00 TL artırılarak 7.550.000,00 TL’ne çıkarıldığı, TTK’nın 376. maddesinde, şirketin sermayesini kaybetmesi ve borca batık hale gelmesi halinde yapılması gereken işlemler düzenlenmiş olup, sermayesini kaybeden, özvarlığını eksi bakiyeye düşüren şirketin anılan maddedeki yükümlülükleri yerine getirmeyip, sermaye artışı kararıyla sermaye kaybını düzeltme yoluna gitmesinin kanuna aykırı olduğu, davalı tarafça dahi şirket öz varlığının 2/3’ünden fazlasının yitirildiğinin kabul edildiği, 7. madde ile yönetim kurulu üyelerinin huzur hakkına ilişkin görüşme yapılıp, başkan ve başkan yardımcısına aylık 8.000,00 TL, üyeye ise, 5.000,00 TL net ödeme yapılması kararı alındığı, şirketin mali yapısına göre, öz varlığının kaybedildiği, şirket zor durumda olduğundan kapasitesine göre yüksek düzeyde ücret belirlenmesinin dürüstlük kurallarına aykırı olduğu, 8. ve 9.maddelerin ise, iptalini gerektirir herhangi bir durumun söz konusu olmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, davalı şirketin 15/05/2013 tarihli genel kurulunda alınan 4, 6 ve 7 no’lu kararların iptaline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 25/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.