Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/5402 E. 2015/12384 K. 23.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/5402
KARAR NO : 2015/12384
KARAR TARİHİ : 23.11.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/12/2014
NUMARASI : 2013/96-2014/342

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 25/12/2014 tarih ve 2013/96-2014/342 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı-birleşen davalı vekili ve davalı-birleşen davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava, 6100 sayılı Kanun’un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK’nın 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili şirketin 1979 yılından beri çorap ve iç giyim sektöründe faaliyet gösterdiğini ve 1992 yılında ticaret siciline kaydedildiğini, müvekkili şirketin TPE nezdinde tescilli 1999/011244 sayılı “Ö.TUHAFİYE SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ+şekil” markası ile 2012/46397 sayılı “Ö.” markasının bulunduğunu, davalı şirketin ise müvekkilinden izin almadan “Ö.” ibaresinin aynısını veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini fişlerinde, kartvizitlerinde tabelalarında, ürettikleri ürünlerin ambalaj ve etiketlerinde kullandığını, davalının müvekkili ile aynı sokakta, aynı iş kolunda faaliyet gösterdiğini, ihtarnameye rağmen davalının haksız kullanımın devam ettiğini ileri sürerek müvekkilinin tescilli markasına tecavüzün tespitini, durdurulmasını ve önlenmesini, tecavüz teşkil eden kullanımdaki “Ö.” ibaresinin, davalının tabelalarından etiketlerinden, fişlerinden, ambalajlarından, sair tanıtım materyellerinden çıkarılmasını, silinmesini, veya imhasını, davalı şirketin ticaret unvanındaki “Ö.” ibaresinin değiştirilmesini veya silinmesini talep ve dava etmiş, birleşen davanın ise reddini istemiştir.
Davalı vekili; müvekkili şirketin ortaklarının 1995 yılından beri işletmelerinde “Ö.” ibaresini kullandıklarını, müvekkili şirketin 2005 yılında ticaret siciline “Ö.Tekstil Makine İnşaat San ve Tic. Şti.” unvanı ile tescil edilerek faaliyetini sürdürdüğünü, “Ö.” ibaresinin müvekkili şirketin ortaklarının soyadı olduğunu ve ayrıca ticaret unvanı olarak kullanıldığını, bu sebeple davacının marka hakkı ihlalinin söz konusu olmadığını, tarafların ticaret unvanlarının da farklı olduğunu ve unvana tecavüzün de söz konusu olmadığını, davacının “Ö.” ibaresini taşıyan unvanı bilmesine rağmen dava tarihine kadar sessiz kaldığını ve bu davanın açılmasının MK md. 2’ye aykırı olduğunu, ayrıca davalı şirketin “Ö.” soyadından faydalanarak oluşturduğu markaların ayırt edici olmadığını savunarak davanın reddini istemiş; birleşen davada ise birleşen davalı adına 2012/46297 sayılı “Ö.” markası ile 1999/011244 sayılı “Ö. Tuhafiye Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi” markasının hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; “Ö.” ibaresinin taraf şirket ortaklarının soyadları olduğu ve bu ibarenin Türkiye’de yaygın olarak kullanıldığı, bu haliyle “Ö.” ibaresinin kuvvetli marka olmadığı ve davalı-birleşen davacının “Ö.” ibaresini kullanmasına engel teşkil etmeyeceği, bu kullanımının davacı marka hakkına tecavüz oluşturmayacağı, ayrıca ayırtediciliği düşük olan bu ibarelerin marka olarak kullanımının mümkün olduğu ve hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, birleşen davada karar başlığında tarafların sıfatlarının yanlış yazılması maddi hataya yönelik olup mahallinde her zaman düzeltilmesinin mümkün olmasına ve birleşen davanın davalısı adına tescilli 1999/11244 sayılı “Ö. TUHAFİYE SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ+şekil” markasından kaynaklanan “Ö.” ibaresi üzerinde anılan davacının kazanılmış hakkı bulunması nedeniyle aynı tür emtia için tescilli 2012/46397 sayılı “Ö.” markasının da hükümsüzlüğünün talep edilemeyecek olmasına, öte yandan somut uyuşmazlıkta 556 sayılı KHK’nın 12. maddesinin uygulama yeri olmamakla birlikte asıl davanın davalısının da 1995 yılından beri “Ö.” markasını tescilsiz olarak kullanması karşısında davacının sessiz kalması nedeniyle hak kaybı koşullarının oluşmasına göre, birleşen davada tarafların tüm, asıl davada davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Ancak, asıl davada davacı, davalı şirketin tescilli ticaret unvanının kılavuz sözcüğünü oluşturan “Ö.” ibaresinin terkinini de talep ettiği halde bu hususta olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi doğru olmamış, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle birleşen davada tarafların tüm, asıl davada davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden asıl davada davacı-birleşen davada davalıya iadesine, aşağıda yazılı bakiye 27,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl davada davalı-birleşen davada davacıdan alınmasına, 23/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.