Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/5385 E. 2015/12554 K. 25.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/5385
KARAR NO : 2015/12554
KARAR TARİHİ : 25.11.2015

MAHKEMESİ : KONYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/11/2014
NUMARASI : 2014/806-2014/395

Taraflar arasında görülen davada Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 27.11.2014 tarih ve 2014/806-2014/395 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı K.Holdings S.A. 1929’dan 10/04/2000 tarihli, 0026597 seri no’lu ve 196.000 Alman Markı değerli hisse senedi sertifikası aldığını, işbu davalı şirketin Almanya’daki yasal mevzuata göre 2007 yılında iflas ettiği ve hisseleri diğer davalı şirketlere devrettiği duyumu üzerine davalı K.. A..’ye faks çekilerek anılan sertifika bedelinin güncellenerek nakden ödenmesi talebinde bulunulduğunu, davalının talebe cevap vermemesi üzerine aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine İcra Hukuk Mahkemesi’nde açtıkları davanın husumet nedeniyle reddine karar verildiğini ve temyiz incelemesinden de geçerek kesinleştiğini, davalıların yasalara açıkça aykırı hareket etmek suretiyle müvekkili ve müvekkili gibi bir çok kişiyi kandırarak mevduat topladıklarını, müvekkilinin davalı şirketlere hukuken geçerli bir ortaklık ilişkisinin bulunmadığını, davalıların sertifikaları istedikleri zamanda ve istedikleri yerde derhal paraya çevirebilecekleri ve bundan çok büyük gelir elde edeceklerine dair hileli vaatler ve yasaya aykırı eylemleri ile müvekkilinin mağduriyetine neden olduklarını ileri sürerek, müvekkili ile davalılar arasında geçerli bir ortaklık ilişkisinin bulunmadığının tespiti ile, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 196.000,00 DM karşılığı 235.200,00 TL’den şimdilik 20.000,00 TL’sinin faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Bir kısım davalılar vekili, davacının HMK’nın 109/2 maddesi uyarınca kısmi dava açamayacağını, müvekkillerinin davacıya yönelik bir sorumluluklarının bulunmadığını savunarak, davanın usul ve esastan reddini istemiştir.
Davalı H.. B.., davaya cevap vermemiştir.
Diğer davalı şirkete, dava dilekçesi tebliğ edilememiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, HMK’nın kısmi dava başlıklı 109. ve 114/1-h maddeleri gereğince davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması dava şartı olup, 115. madde uyarınca da dava şartları davanın her aşamasında re’sen araştırılacağından, dava konusunun miktarı taraflar arasında tartışmasız ve açıkça belirli olması nedeniyle hukuki yarar dava açıldığı anda mevcut olmadığından ve sonradan harç tamamlanarak bu eksiklik giderilemeyeceğinden, kimse lehine dava veya ek dava açmaya zorlanamayacağından, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmakla dava konusunun kalan kısmından açıkça feragat edilmediğinden, kalan kısımdan feragat edilmeyeceği de aşamalarda ve en son 27/11/2014 tarihli dilekçe ile davacı tarafça bildirildiğinden davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 25.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.