Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/5182 E. 2015/12404 K. 23.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/5182
KARAR NO : 2015/12404
KARAR TARİHİ : 23.11.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/12/2014
NUMARASI : 2013/316-2014/398

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 03.12.2014 tarih ve 2013/316-2014/398 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı I.. A… vekili ve davalı TMSF vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin Y. A.Ş. İzmir Şubesi’ne giderek vadeli hesap açtırmak istediğini, ancak kendisine Y.. L… cüzdanı verildiğinin anlaşıldığını, anılan bankanın Y. A.Ş tarafından paravan olarak kurulduğunu, toplanan mevduatın B.Holding bünyesindeki şirketlere kredi olarak aktarıldığını ileri sürerek 5.000 TL’nin 08.11.1999 tarihinden itibaren işleyecek %92 faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, Y.. L… ve TMSF hakkındaki davayı atiye terketmiş, A.. B.. ve B. Holding A.Ş. hakkındaki davasını da takip etmemiştir.
Davalı B. Holding A.Ş. ve A.. B.. vekili, davanın reddini istemiştir.
Davalı TMSF vekili, idari yargı merciilerinin görevli olduğunu, zamanaşımı süresinin dolduğunu, tasarruf mevduatı niteliği bulunmayan hesap nedeniyle müvekkilinin sorumlu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı banka vekili, Y.. L… ile müvekkilinin tamamen ayrı tüzel kişiliklerinin bulunduğunu, off shore hesaba yatırılan para nedeniyle müvekkiline sorumluluk yüklenemeyeceğini, davacının kendi iradesiyle parasını off shore bankasında değerlendirmek istediğini, davanın zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının Y. S. O. Bank Ltd.’ye vadeli mevduat hesabı açılması için 3.979,43 TL’yi 08.11.1999 tarihinde Yurtbank Karşıyaka/İzmir Şubesi’ne yatırdığı, ancak sözkonusu paranın gerçekte Y.S. O. Bank Ltd.’ye gönderilmediği, ceza mahkemesi kararından da anlaşıldığı üzere banka yöneticilerinin Y. ismini kullanmak suretiyle kişilerden mevduat topladıkları, sözkonusu eylemlerinin bankanın aracı kılınması suretiyle dolandırıcılık olarak kabul edilerek mahkumiyet kararı verildiği, mevduat sahiplerinin sözkonusu uygulamada Y. ile havale ve inançlı işlem ilişkisi içersine girdiğinin kabulü gerektiği, inanılan taraf konumundaki bankanın görünüşte havale yaptıran mevduat sahiplerine karşı, mevduat kabul etmiş gibi sorumlu olması gerekliği, BK’nın 390. maddesine göre vekil konumundaki bankanın görevini özenle yapmak ve müvekkilinin menfaatlerini korumak zorunda olduğu, öte yandan Y. çalışanlarının davacılara ait paranın offshore hesabına nakline sebep olmaları nedeniyle bankanın davacıya karşı sorumlu olduğu gerekçesiyle davalılar Y.. L… ve TMSF hakkında dava atiye terk edildiğinden bunlar hakkında hüküm kurulmasına yerolmadığına, davalı A.. B.. ile B. Holding hakkındaki davanın HMK’nın 150. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına, davalı ING Bank hakkındaki davanın kısmen kabulü ile 3.979,43 TL’nin 08.11.1999 tarihinden itibaren %92 oranı aşılmamak koşulu ile değişen oranlardaki avans faizi ile birlikte bu davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı I.. A… vekili ve davalı TMSF vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı I.. A… vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddi ile davalı I.. A… yönünden verilen kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
2- Davalı TMSF vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı TMSF vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
3- Ancak, Dairemizin 25.03.2013 tarih ve 2012/5569-2013/5689 E.K. sayılı bozma ilamında da belirtildiği gibi hakkındaki dava atiye terkedilen ve kendini vekil ile temsil ettiren davalı TMSF lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken anılan davalı yararına vekalet ücretine hükmolunmaması doğru olmamış, kararın bu yönden davalı TMSF yararına bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı I.. A… vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile davalı I.. A… hakkında verilen kararın ONANMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı TMSF vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı TMSF vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı TMSF yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalı I.. A…’ye iadesine, 23.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.