YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/515
KARAR NO : 2015/13504
KARAR TARİHİ : 15.12.2015
MAHKEMESİ : … .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/11/2014
NUMARASI : 2014/285-2014/471
Taraflar arasında görülen davada … … Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 04/11/2014 tarih ve 2014/285-2014/471 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı/karşı davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 15/12/2015 günü hazır bulunan davacı/birleşen davada davalı vekili Av. … … ile davalı/birleşen davada davacı vekili Av. … … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 2 yıl süre ile devre arası döneminde, A… Atatürk Stadyumu’nun istediği tarihlerde turnuva düzenlemek üzere müvekkiline tahsis edileceğine ilişkin sözleşme imzalandığını, aynı sözleşmede davalının ayrıca bu dönemde statın başka maçlara ev sahipliği yapmayacağını da garanti ettiğini ve yükümlülüklerin ihlali halinde cezai şart öngörüldüğünü, müvekkilinin 10-20 Ocak 2003 tarihleri arasında turnuva düzenlemek istediğini davalıya bildirdiğini, davalının ise stadın tasarruf yetkisinin A… Büyükşehir Belediyesi’ne ait olduğundan ve 15.12.2002-19.01.2003 veya 20.01.2003-30.01.2003 tarihleri arasında turnuva düzenlenebileceğinden bahisle cevap verdiğini, 10-20 Ocak tarihleri arasında yapılacak turnuva için pek çok futbol kulübü ve sponsorlarla anlaşan müvekkilinin çok zor duruma girdiğini, müvekkilinin mecburen 20-30 Ocak tarihlerini seçtiğini, ancak anlaşma yapılan birçok kulübün bu tarihteki turnuvaya katılmadıklarını, sponsor firmaların sponsorluklardan vazgeçtiklerini, bu nedenlerle belirtilen tarihlerde sınırlı bir turnuvanın yapılabildiğini, daha sonra müvekkili tarafından talep edilen tarihlerde başka bir firmanın stadda turnuva düzenlemesine izin verildiğini öğrendiklerini, ertesi yıl ise stadın müvekkiline hiç kullandırılmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 EURO cezai şart alacağının ve 5.000 TL mahrum kalınan karın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 04.12.2006 tarihli ıslah dilekçesi ile cezai şart talebini 125.000 EURO karşılığı olan 217.544 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, müvekkilince sözleşmenin ihlal edilmediğini, davacının kendisine teklif edilen tarihlerden birini tercih ederek söz konusu stadda turnuva düzenlediğini, stadın tahsisinin müvekkiline ait olmaması nedeniyle başka maçların oynatılmasından müvekkilinin sorumlu olmayacağını savunarak, davanın reddini istemiş, karşılık davada ise stadda turnuva düzenleyen davacı karşı davalının sözleşmede öngörülen kullanım bedelinin sadece bir kısmını ödediğini ileri sürerek, bakiye 84.703,50 TL’nin faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne dair verilen karar, davacı karşı davalı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 04.10.2013 günlü kararıyla “her ne kadar mahkemenin kötü ifayı kabul eden davacının bu nedenle cezai şart isteyemeyeceğine ilişkin gerekçesi yerinde ise de sözleşmede öngörülen yükümlülüklerden herhangi birinin ihlali halinde cezai şart ödeneceğinin kararlaştırılmış olması gözetildiğinde stadın başka maçlara ev sahipliği yapmayacağını garanti eden ve bu taahhüdünü yerine getirmeyen davalı şirketin sözleşme ile tespit edilen cezai şarttan sorumlu tutulması gerektiğinin gözden kaçırılarak yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyan mahkemece de, asıl davanın kısmen kabulü ile 217.544 TL cezai şart alacağının davalıdan tahsiline, karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı/karşı davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Asıl dava, … Atatürk Stadyumu’nun, davalı tarafından belirli tarihlerde kullanılmak üzere davacıya tahsis edilmesine ilişkin sözleşmenin ihlal edildiği iddiası ile sözleşmede öngörülen cezai şart bedelinin ve mahrum kalınan karın tahsili istemlerine ilişkin olup mahkemece, uyulan bozma ilamı gereğince asıl davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece kurulan hükümden sonra asıl davada davalı olan şirket vekili tarafından dosyaya sunulan belge ve tercümelerinde, Almanya’da mukim davacı şirketin, ticaret sicil kayıtlarından silindiği belirtilmektedir. Aktif dava ehliyeti dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında mahkemece resen dikkate alınması gerekmektedir. Bu itibarla mahkemece, davacı şirketin ticaret sicil kayıtlarından silinip silinmediğinin, diğer bir deyişle tüzel kişiliğinin devam edip etmediğinin tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden hükmün davalı karşı davacı yararına bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre davalı karşı davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı karşı davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı karşı davacı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davalı/karşı davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacı/karşı davalıdan alınıp davalı/karşı davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 15/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.