Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/513 E. 2015/7712 K. 04.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/513
KARAR NO : 2015/7712
KARAR TARİHİ : 04.06.2015

MAHKEMESİ : BURSA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/12/2013
NUMARASI : 2011/609-2013/660

Taraflar arasında görülen davada Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 23/12/2013 gün ve 2011/609-2013/660 sayılı kararı onayan Daire’nin 21/10/2014 gün ve 2014/8325-2014/16072 sayılı kararı aleyhinde asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Asıl davada, davacı vekili, davalının müvekkilinin rızası olmaksızın müvekkili firmaya ait 2010/04649 sayılı endüstriyel tasarım tescil belgesine konu tekstil deseninin bire bir benzerini ürettiğini ve piyasaya sürüldüğünü, bu durumun Bursa 3. Asliye Hukuk Mah.’nin 2011/41 D.İş sayılı dosyası ile tespit edildiğini ileri sürerek, 10.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiş, birleşen davada ise asıl davacı adına tescilli endüstriyel tasarımın hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine, 10.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davacı birleşen davalı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 21.10.2014 tarihli kararı ile onanmıştır.
Davacı birleşen davalı vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Asıl dava, tescilli tasarıma tecavüz nedeniyle maddi ve manevi tazminat, birleşen dava tescilli tasarımın hükümsüzlüğü ile tazminat istemlerine ilişkin olup mahkemece, asıl davanın reddine, birleşen davanın ise kısmen kabulü ile birleşen davalı adına tescilli tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
554 sayılı KHK’nın 6. maddesi uyarınca, bir tasarımın tescil edilebilmesi için tasarımın aynısının başvuru veya rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış olması gerekmektedir. Bir başka deyişle tasarım tescilinde mutlak yenilik koşulu kabul edilmiştir. Mutlak yenilikten söz edilebilmesi için de, tasarım tescil başvurusu yapılan ürünün görünümünün dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulan tasarımlardan yararlanma ve benzetme serbestisi ilkesi sınırları içinde kalmak kaydıyla, küçük ayrıntıların ötesinde farklı özelliklere sahip olması gerekli ve yeterlidir. 554 sayılı KHK’nın 7. maddesinde düzenlenen tasarımın ayırt edicilik unsuru ise, yeni olan bir tasarımı ortak özelliklerinin dışında ve bilgilenmiş kullanıcı gözüyle kıyaslanan diğer tasarımlardan farklı kılan ve böylece yeni olan bir tasarıma aynı KHK’nın 11. maddesi ile sağlanan hukuki korumanın da kapsamını belirleyen özelliktir. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, 554 sayılı KHK ile mutlak yenilik kriteri benimsendiğinden, hükümsüzlük davasında bu yönün mahkemece re’sen dikkate alınarak, tarafların bildirdikleri delillerle birlikte anılan KHK’nın 5 ila 10. maddeleri hükümleri göz önüne alınmak suretiyle ve somut uyuşmazlık koşulları itibariyle de bilirkişi görüşü alınarak çözüme kavuşturulması gerekmektedir.
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yalnızca birleşen davacı tarafından sunulan belgeler ve kumaş örnekleri esas alınarak değerlendirme yapılmış, sunulan belgelerin delil olarak kabul edilmesi halinde dava konusu tasarımın hükümsüzlüğü koşullarının oluştuğu bildirilmiştir. Mahkemece de “D. P.” adı ile bilinen tekstil deseninin yer aldığı ürünün 25.03.2010 tarihinden itibaren Çin’de mukim firma tarafından üretildiği, “D. P.” ifadesini içeren ve dava konusu tasarımın başvuru tarihinden önce düzenlenmiş bir adet faturanın bulunduğu, bu ürünün birleşen davacı tarafından ithal edildiği, ithal edilen bu ürün karşısında dava konusu tasarımın yenilik özelliğini taşımadığı gerekçesiyle hüküm kurulmuştur. Ancak, davacı tarafından ibraz edilen ve yurt dışında mukim şirket tarafından hazırlanan yazıda; yabancı şirketin “D. P.” adlı ürünün 25.03.2010 tarihinden beri üreticisi olduğu belirtilmekte ve 24.08.2010 tarihli faturadan bu ürünün Türkiye’ye ithal edildiği anlaşılmakta ise de yine dosyaya sunulan ve dava konusu tasarım yönünden yeniliği ortadan kaldıran delil olarak kabul edilen kumaşın “D. P. adlı kumaş olduğuna dair herhangi bir kanıt bulunmamaktadır. Bu durumda, sadece yukarıda belirtilen belgelere dayalı olarak dava konusu tasarımın yenilik unsurunu taşımadığı kabul edilemez. O halde, mahkemece, dava konusu tasarımın yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde yenilik ve ayırt edicilik kriterlerini taşıyıp taşımadığı hususunda yeni bir bilirkişi raporu alınarak asıl ve birleşen davada karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeyle hüküm tesisi doğru olmadığından, davacı birleşen davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 2014/8325-16072 E.,K. sayılı onama kararının kaldırılarak yerel mahkeme kararının açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı birleşen davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüyle Dairemizin 21.10.2014 tarih, 2014/8325-16072 E.,K. sayılı onama ilamının kaldırılarak yerel mahkeme hükmünün davacı birleşen davalı yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin temyiz ilam ve karar düzeltme harçlarının isteği halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 04/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.