Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/5118 E. 2015/12715 K. 30.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/5118
KARAR NO : 2015/12715
KARAR TARİHİ : 30.11.2015

MAHKEMESİ : BİLECİK 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/02/2015
NUMARASI : 2013/160-2015/52

Taraflar arasında görülen davada Bilecik 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 19/02/2015 tarih ve 2013/160-2015/52 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin 10 yıl süre ile münferit yetkili müdürü olan Y.. A..’ün hileli, muvazaalı ve hukuk dışı iş ve eylemlerle hem müvekkilini hem de şirketi zarara uğrattığını, şirketin karar alamaz ve faaliyette bulunamaz hale geldiğini, müdürlük yetkisine son verilmemesi halinde şirketin feshi ve iflası gibi kaçınılmaz sonuçların ortaya çıkabileceğini, şirketin iyi yönetilmediğini ileri sürerek, davalı Y.. A..’ün müdürlük görevinden azline, TMK 427/7 maddesi gereğince ve yargılama süresince şirketi yönetmek üzere temsil kayyımı atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, azli gerektiren bir durum bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, şirket öz sermayesinin -91.570,60 TL olduğu, yeni kurulan şirketlerde görülebilen bu sonucun şirket ticari faaliyetine başlayıp ve kar elde ettiğinde olumlu yönde değişeceği, davalı şirkette ortaklık sermayesinin yetersiz olması durumunda şirket yatırımlarının belirlenen sermaye bedeline kıyasla yüksek çıkmasının kaçınılmaz olacağı, bu haliyle davalı Y.. A..’ün ağır kusurunun bulunmadığı, davacının sermaye payını tam olarak yatırmamasına rağmen dava açmasının diğer ortak olan Y.. A.. ile aralarında oluşan husumete dayandığı, açılan davanın TMK’nın 2. maddesindeki dürüstlük kurallarına uymadığı, bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını kanunu himaye etmeyeceği, bu haliyle müdürün azlini gerektiren haklı bir neden oluşmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 30/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.