Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/5098 E. 2015/11759 K. 09.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/5098
KARAR NO : 2015/11759
KARAR TARİHİ : 09.11.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE
SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/12/2014
NUMARASI : 2013/119-2014/287

Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11.12.2014 tarih ve 2013/119-2014/287 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı adına tescilli “HTK-CERES” ibareli markanın müvekkili adına tescilli “CERES” ibareli markası ile iltibas oluşturduğu, ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğu, aynı sınıfta aynı mallar için tescil edildiği, kötü niyetle tescil ettirildiğini ileri sürerek davalı markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ise, HTK ibaresinin markaya ayırt edicilik kazandırdığını, markayı taşıyan ürünlerin etkin maddesinin farklı olduğunu ve tüketici nezdinde karıştırılma ihtimali bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda; davacının “CERES” ibareli tescilli markası ile davalının “HTK-CERES” ibareli tescilli markasının 5. sınıfta tescil edildiği, davalı markasının esas unsurunun “CERES” olduğu, “HTK” ibaresinin markaya herhangi bir ayırt edicilik kazandırmadığı, her iki ürünün farklı etken maddelerden üretilmekle birlikte aynı ürünlere ve müşteri kitlesine hitap ettikleri, davalının tescilden önce söz konusu edilen markayı kullandığına yahut bu hakkın bulunduğuna dair herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı, tarafların aynı sektörde faaliyet göstermesi sebebiyle davalının davacının markasından haberdar olmadığının düşünülemeyeceği, davalının kötü niyetli olduğu gerekçesiyle, davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 09.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.