Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/5091 E. 2015/12016 K. 16.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/5091
KARAR NO : 2015/12016
KARAR TARİHİ : 16.11.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/12/2014
NUMARASI : 2013/118-2014/286

Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11/12/2014 tarih ve 2013/118-2014/286 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili şirketin 1956 yılında kurulduğunu, 1962 yılından itibaren tarım ilaçları üretim ve pazarlaması alanında Türkiye’nin sayılı kuruluşlarından biri olarak faaliyet gösterdiğini, müvekkili adına TPE nezdinde 5. sınıfta yer alan 2009/45226 sayılı A. ibareli marka tescilinin bulunduğunu, davalının da TPE nezdinde 5. sınıfta HTK-A. ibareli 2010/26594 sayılı markayı adına tescil ettirdiğini, her iki şirketin faaliyet alanlarının benzer olduğunu, markaların 5. sınıfta zararlı bitkiler, hayvanları ve mantarları imha edici maddeler yönünden tescil edildiğini, markalar arasında KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibasa mahal verir düzeyde benzerlik olduğunu, aynı iş kolunda faaliyet gösteren davalının marka tescilinin kötüniyete dayandığını ileri sürerek davalı adına kayıtlı 2010/26594 sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkilinin ürünlerinde ticaret unvanında yer alan HTK ibaresiyle birlikte mitolojiden esinlenerek oluşturduğu markaları kullandığını, dava konusu markanın da bunlardan biri olduğunu, markada yer alan HTK ibaresinin markaların benzerliğini ortadan kaldırdığını, müvekkiline ait markanın kullanıldığı ürün ile davacı ürününün farklı etken maddelerden oluştuğunu, her iki ürünün farklı alanlarda kullanıldığını, dava konusu markaların kullanıldığı ürünlerin yetkili kişilerce yazılacak reçeteler ile temin edildiğini, bu nedenle tüketicilerinin bilinçli tüketici sayılacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; taraflara ait markaların aynı sınıfta aynı ürünler yönünden tescil edildiği, davacı markasının daha önce tescil edilmiş olması nedeniyle davacının öncelik hakkının bulunduğu, her iki markanın esas unsurunun A. ibaresinden oluşması nedeniyle markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibasa sebebiyet verecek türden benzerliğin olduğu, tarafların aynı sektörde faaliyet gösterdiği, davacı markasının davalı tarafından bilinmediğinin düşünülemeyeceği, tacir olan davalının basiretli davranmasının gerektiği, bu nedenle davalı markasının aynı zamanda kötüniyetli tescil şeklinde değerlendirildiği gerekçesiyle davalı adına TPE nezdinde tescilli 2010/26594 sayılı HTK-A. ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, ilan isteminin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 16/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.