Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/4927 E. 2015/12710 K. 30.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4927
KARAR NO : 2015/12710
KARAR TARİHİ : 30.11.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/12/2014
NUMARASI : 2012/151-2014/363

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 30/12/2014 tarih ve 2012/151-2014/363 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi . tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin marka ve kalıp ve teçhizatlarını satın aldığı Batı Makine A.Ş’nin 1979 yılında paslanmaz çelikten mamul bir kısım ürünlerin üretimi ve satışını gerçekleştirmek amacıyla kurulduğunu, müvekkilinin şirket yetkilisinin 2005 senesinde B. Makine A.Ş’de bayilik sistemini kurduğunu, 2006 yılında B.Makine A.Ş’nin işlerini tasfiye etme kararı sonrasında davacı şirket yetkilisi tarafından kurulan FCS Mutfak unvanlı şirkete marka ve üretim kalıplarını devredildiğini, bu dönemde davacı şirket çalışanı olan ve bayilik verilen A. C.’ın davalı şirket kurucusu ve yetkilisi olduğunu, 2007 senesinde bayilerin unvanında BMS ibaresine yer verildiğini, bu sistemin 2011 senesine kadar devam ettiğini, 2011 senesinde davalı şirket yetkilisinin davacı şirketin bayilerine BMS markasının kendisine ait bulunduğunu belirttiği, müvekkilinin yaptığı araştırmada; davalı şirket adına 23.03.2011 tarih 2011/24125 no ile 11. sınıfta “BMS B.MAKİNE” ibareli marka başvurusu yapıldığını, müvekkilinin bu marka başvurusuna itiraz ettiğini, 23.03.2011 tarih ve 2011/24137 no ile 11. sınıfta yapılan “BMS” ibareli marka başvurusunun T.P.E. tarafından reddedildiğini, davalının marka başvurularının kabul edilmemesi üzerine 35. sınıfta 09.12.2011 tarih ve 2011/107781 no’ lu BMS ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, davacının 2011 senesinde davalı şirket ile ticari ilişkilerini sonlandırdığını, davalının davacının “aquatech” ve “aquaprofi” markalarına tecavüz teşkil eden kullanımlarını meşrulaştırmak amacıyla “A.” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, davacı firmanın www.bmsaritma.com, www.aquabms.com, www.linioxom.tr, www.orkinos.com.tr internet sitelerini kullandığını; davacı firmanın BMS ibaresini havi bayilerinin “www.bmsaritma.com.tr, www.bmssuaritma.com, www.bmsanadolu.com,wwwbmssuaritma. com.tr, www.bms-suaritma.com, www.bmsguney.com, www.bmssuaritmacihazları.com internet sitelerinde kullandığını, davalının kötüniyetli olduğunu, bu nedenle 2005 59135 tescil numaralı BMS 2010 62837 tescil numaralı BMS + şekil, 2006 22027 tescil numaralı FCS + şekil, 2001 09257 tescil numaralı A. ve 2000 08474 tescil numaralı A. markaları bakımından marka hakkına tecavüzün tespiti, ticaret unvanının terkinini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının ticaret sicili terkini talebinin zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin “a.” ve “a.” markalarını kullanmadığını, bms ibaresini de davacının markalarının tescilli olduğu sınıflarda kullanılmadığını, davacının markalarının 11. sınıfın su arıtma cihazları emtiasında tescilinin olmadığını bu nedenle davacının korunmaya değer bir hakkının olmadığını, müvekkilinin davacıdan önce kurulduğunu, bms ibaresi bakımından üstün ve öncelikli hakkının olduğunu, davacı şirketin 2011 senesinde kurulduğunu, müvekkili şirketin 2007 senesinde kurulduğunu, müvekkilinin bu unvan ile uzun süredir davacı ile ticari faaliyette olduğunu, www.bmssu.com ve www.bmssu.net internet sitelerinin müvekkili tarafından kullanılmadığını, alan adlarında geçen bms ibaresinin ticaret unvanından doğan hakkın bir uzantısı olduğunu, müvekkilinin davacının bayisi olmadığını, iki firma arasında ticari ilişki olduğunu, müvekkilinin ticaret unvanının ve tescilli markalarının kullanımının haksız rekabet teşkil etmeyeceğini, davacının uzun süre sessiz kaldığından dava dilekçesindeki talepleri yönünden hak kaybına uğradığını, müvekkilinin 23.03.2011 tarih ve 2011/14125 no’ lu marka başvurusunun bekletici mesele yapılmasını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava açılma tarihi itibariyle davacının su arıtma cihazları yönünden tescilli markasının bulunmadığı 2013 yılında BMS AB-I H. markasının davacıya devredildiği, söz konusu markaya ilişkin hakların dava tarihinde davacıya ait olmaması nedeniyle bu markaya dayanılamayacağı, davacı tarafın dava dilekçesinde belirttiği markalar incelendiğinde BMS ibareli ve su arıtma cihazı ürünü bakımından tescil edilmiş bir markası bulunmadığı, itiraz dilekçesine belirttiği 172092 tescil numaralı markaya dava açıldıktan sonra sahip olduğu ve lisans sözleşmesine dayalı bir talebi olmadığı, davacı tarafın BMS ibaresine ilişkin CTM tescilinin bulunduğuna ilişkin dava dilekçesinde de bu hususa hiçbir şekilde değinilmediği, davacı şirketin 21.07.2006 tarihinde unvan değişikliği kararlar aldığı ve 22.03.2007 tarihinde kurulan davalı şirketten daha önce kurulduğu, davacı tarafın 5 yılı aşkın bir süredir davalı şirketin ticaret unvanında BMS ibaresini kullanmasına itiraz etmediği, sessiz kalma nedeniyle davacı tarafın hak kaybına sebep olduğu, davalı şirketin ticaret unvanında yer almayan bir işletme konusu olan, su arıtma cihazı bakımından BMS ibaresini internet alan adı olarak kullanmasının hukuka aykırılık teşkil ettiği, davalı tarafa ait 2012 76692 tescil numaralı BMSSUCOM markasının internet alan adı olarak tescil edilmesinin ve markanın tescil edildiği ürünler bakımından bu sitede faaliyet gösterilmesinin hukuka aykırılık taşımadığı, bu sebeple markanın koruma süresinin başladığı 08.09.2012 tarihinden itibaren hukuka uygun bir kullanım olduğu tespit edildiği gerekçesiyle, davalının su arıtma cihazı ürünü bakımından BMS ünvanını markasal kullanımı nedeniyle davacının marka hakkına tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespitine ve önlenmesine, ticaret unvanına ilişkin terkin talebinin reddine, www.bmssu.net isimli alan adının iptaline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Türkiye Cumhuriyeti Anayasası yargılamanın açıklığı ilkesini kabul etmiştir. Gerek mülga 1086 sayılı HUMK’nın 382 ve devamı maddelerinde gerekse yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 294 ve devamı maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca hükme bağlanmıştır. Yargılamanın açık bir şekilde yapılması ve tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi ilke olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle hükmün açık, anlaşılır ve şüpheye yer vermeyecek şekilde infazı kabil olarak kurulması ve de en önemlisi sonradan yazılacak gerekçeli kararın kısa karara uygun bulunması gerekir. Aksi halde, yargılamanın açıklığı ilkesi dolayısıyla kamu vicdanı zedelenmiş ve mahkeme kararlarına duyulan güven sarsılmış olacaktır. Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki olmaması gerektiği gibi gerekçe ile hüküm fıkrası arasında da çelişki bulunmaması yasal bir zorunluluk olup, HMK’nın 298/2. maddesinde gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı düzenlenmiştir. Kararların bu hususlara aykırı oluşturulması mahkeme kararlarına duyulan güveni sarsacağı gibi verilen kararların hukuki denetiminin yapılmasını da olanaksız kılmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, mahkeme kararı gerekçesinde davacının BMS ibareli tescilli markası bulunmadığı ve marka hakkına dayanılamayacağı belirtildiği halde, hüküm fıkrasında BMS ibaresinin kullanılması dolayısıyla marka hakkına tecavüzün tespiti ve önlenmesine ilişkin gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturacak şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre de, davalı vekilinin temyiz süre itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 30/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.