Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/4918 E. 2015/6638 K. 08.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4918
KARAR NO : 2015/6638
KARAR TARİHİ : 08.05.2015

MAHKEMESİ : KONYA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/02/2015
NUMARASI : 2014/684-2015/126

Taraflar arasında görülen davada Konya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 26/02/2015 tarih ve 2014/684-2015/126 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, Almanya Berlin Eyalet Mahkemesi tarafından verilen 15.10.2009 tarih ve 28 O 490/08 sayılı kararın kesinleştiğini ileri sürerek, bu kararın tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, yabancı mahkeme kararı diplomatik yolla tebliğ edilmişse de, önceden adi posta yoluyla yapılan tebligat üzerinden yabancı mahkeme ilamı kesinleştirildiği, savunma hakkının kısıtlandığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, yabancı mahkeme ilamının tenfizi istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı şirket vekilinin yabancı mahkeme kararına karşı itirazlarının reddine dair sunduğu kararlar nedeniyle davalı şirket yönünden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoksa da, söz konusu kararlar yalnızca davalı şirketin başvurusu üzerine verilmiş olup, davalı H.. B.. yönünden verilmiş bir karar bulunmadığına göre, tenfizi istenen kararın davalı H.. B..’a Adalet Bakanlığı kanalıyla 13.12.2010 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu ve kararda da 01.09.2014 tarihli kesinleşme şerhi bulunduğu gözetilerek, davalı H.. B.. yönünden kararın kesinleşmiş olması nedeniyle bu davalı yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, bu davalıyı da kapsayacak şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 08/05/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.