Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/4849 E. 2015/13288 K. 09.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4849
KARAR NO : 2015/13288
KARAR TARİHİ : 09.12.2015

MAHKEMESİ : …. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/11/2014
NUMARASI : 2012/591-2014/829

Taraflar arasında görülen davada …… Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 06/11/2014 tarih ve 2012/591-2014/829 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl ve birleşen davalarda davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl ve birleşen davalarda davacılar vekili, müvekkilleri ile davalıların 16/12/2006 tarihinde vefat eden Mehmet Yöndem’in mirasçıları olduklarını, muris M… Y…in ölmeden önce G… Turizm ve İnş. Ltd Şti. adında şirket kurduğunu, ancak kanser hastalığına yakalanması nedeniyle işlerini halletmesi için davalı Ü.. Y..’i şirket ortağı ve müdürü yaparak vekalet verdiğini, murise ait G… Turizm ve İnş. ve Ltd. Şti. adına tapuda kayıtlı taşınmazın kamulaştırıldığını, kamulaştırma bedeli olan 1.417,198,75 TL ve 1.541,96 TL’nin Ziraat Bankası Giresun Şubesi’ne yatırıldığını, anılan davalının yatırılan kamulaştırma bedellerini şirket hesaplarında tutmayıp kendi hesaplarına mal ettiğini, G…. Tur.ve İnş. Ltd. Şti.’nin taşınmazının kamulaştırılması sonucunda şirket ortaklarının aldığı 05/09/2005 tarihli ve 5 no’lu kararla tasfiye sürecine girdiğini ve gerekli işlemlerin tamamlandığını, muris M… Y…’in şirketin 1/2 hisseli ortağı olması nedeniyle, müvekkilleri hesabına kamulaştırma bedelinden hisselerine düşen miktarın yatırılmadığını, defalarca talepte bulunulmasına rağmen anılan davalı tarafından söz konusu miktarların hissedarlar arasında paylaştırılmadığını ileri sürerek, şimdilik her bir davacı için ayrı ayrı 50.000,00 TL’nin en yüksek faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, asıl davada 6/5/2009 tarihli ıslah dilekçesi ile 133.006.94 TL’nin, birleşen davada ise 08/07/2010 tarihli ıslah dilekçesi ile 266.565,63 TL’nin tahsilini talep etmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalılar vekili, davanın dinlenme kabiliyetinin bulunmadığını savunarak, davanın husumet, zamanaşımı ve esas yönünden reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, asıl ve birleşen dosya davacıları tarafından Giresun İli, Teyyaredüzü Mahallesi, 459 ada, 3 parselde tapuya kayıtlı taşınmazın Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırılması neticesinde kamulaştırma bedeli olarak belirlenen 1.417.198,75 TL’den murisin payına düşen miktarın kendilerine verilmemesi nedeniyle iş bu alacak davasının açıldığı, tarafların murisi M… Y…e ait olan taşınmazın G… Turizm ve İnşaat Ltd. Şti.’ne usulüne uygun bir biçimde ayni sermaye olarak konulduğu, dolayısıyla taşınmazın şirket tüzel kişiliğinin mal varlığı arasında yer aldığı, taşınmazın idare tarafından kamulaştırılması neticesinde elde edilen meblağın da şirket tüzel kişiliğine ait olduğu, şirketin tasfiye kararı aldığı aşamada ortaklarının M… Y… ve davalı Ü.. Y.. olduğu, tasfiye işlemleri neticesinde şirkete ait varsa alacaklar tahsil edildikten ve borçlar ödendikten sonra kalan meblağın mevcut ortaklar arasında tasfiye bakiyesi kapsamında şirketteki hisseleri ile orantılı olarak paylaştırılması gerektiği, şirketin her iki ortağının da %50 paya sahip oldukları, bu nedenle taşınmazın kamulaştırılması da dahil olmak üzere şirketin tasfiyesi neticesinde kalan bakiyenin ortaklar arasında yarı yarıya paylaştırılması gerektiği, kamulaştırma bedelinin ilk olarak şirketin müdürü olan davalı Ü.. Y..’e ödendiği, daha sonra 1.400.000,00 TL’nin muris M… Y… adına açılan hesaba yatırıldığı, 19/09/2005 günü ise hesabın kapatıldığı ancak, şirketin tüzel kişiliği o tarihte halen devam ettiği için şirkete ait olan bu taşınmazın kamulaştırılması sonucunda elde edilen kazancın şirkete ait olduğu gerçeğini ortadan kaldırmayacağı, taşınmazın kamulaştırma bedelinin şirket tüzel kişiliğinin mal varlığına dahil olduğu, şirketin 20/10/2006 tarihinde ticaret sicilinden terkin edildiği, murisin ise, 16/12/2006 tarihinde vefat ettiği, her ne kadar muris M… Y…’in şirket ortağı olması hasebiyle hissesine düşen 1/2 tasfiye bakiyesi ve varsa diğer tüm terekesi üzerinden yasal mirasçıların miras payları oranında hak sahibi olması söz konusu ise de, kamulaştırma bedelinin muris M… Y… ölmeden önce adına açılan hesaba yatırıldığı, daha sonrasında ise yine muris hayatta iken hesabın kapatıldığı, murisin vefatından önce kendisine ait malvarlığı üzerinde tasarruf etme hakkının olduğu, muris tarafından sağlığında dava konusu yapılan bedelin davalı Ü.. Y.. tarafından haksız olarak kendi hesabına geçirdiği gerekçesiyle herhangi bir talebinin olmadığı, yine paranın ne şekilde kullanıldığının belli olmadığı, söz konusu para davalının hesabına geçmiş ise bu durumun murisin sağlığı sırasında yapılmış bir bağış olabileceği, açılan davanın alacak davası olması ve herhangi bir tenkis talebinde bulunulmaması nedeniyle bu konuda araştırılma yapılmasına gerek olmadığı, kamulaştırma bedelinin yarısının şirket ortağı olması nedeniyle zaten davalı Ü.. Y..’e ait olduğu, murise ait olan kalan yarısının da murisin sağlığında hesaba yatırılması ve şirketin tüzel kişiliğinin bu tarihte devam ediyor olması nedeniyle mevcut dava şeklinde açılan bir alacak davası ile ileri sürülemeyeceği, her ne kadar davacı Çiğdem tarafından, davalı F…. aleyhine de dava açılmış ise de, davalı F….’nın ortak murise düşen parayı almadığı gibi, aksine murisin hesabından pay alması gerektiği, davacıya karşı herhangi bir sorumluluğu bulunmadığından işbu davalıya husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle, asıl davanın, davalı F…. yönünden husumetten reddine, davalı Ümit yönünden reddine, birleşen davanın da reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davalarda davacılar vekilleri temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davalarda davacılar vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, asıl ve birleşen davalarda davacılar vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı asıl ve birleşen davalarda davacılardan peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 09/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.