Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/4836 E. 2015/11708 K. 09.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4836
KARAR NO : 2015/11708
KARAR TARİHİ : 09.11.2015

MAHKEMESİ : BODRUM 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/05/2014
NUMARASI : 2013/100-2014/221

Taraflar arasında görülen davada Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 13/05/2014 tarih ve 2013/100-2014/221 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi . tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı O. Uluslararası Nakliyat İhr. Ltd. Şti’ye ait yatın, davalı kaptan M.. D..’ın hatasından kaynaklanan nedenlerle S. Villalarına ait iskeleye çarptığını, iskelede büyük hasar oluştuğunu ileri sürerek şimdilik 40.000 TL’nin ticari faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı O. Uluslararası Nakl. İhr. Ltd. Şti. vekili, hasara uğrayan iskelenin ortak yer ise davacılardan B. S.’nun kendi adına asaleten açmış olduğu davanın taraf sıfatı yönünden reddi gerektiğini, iskelenin ekonomik ömrünü tamamladığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı M.. D.. vekili, yönetimin bu davayı açamayacağını, kıyıların özel mülkiyete ve tazminat talebine konu olamayacağını, kazanın dümen kilitlenmesi sonucu oluştuğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı E. Sigorta A.Ş. vekili, davacının dava açma ehliyetinin bulunmadığını, iskelenin davacılar tarafından Hazine arazisine ruhsatsız ve kaçak olarak yapıldığını, ancak bir kaç yıl daha kullanılabilecek iskele için gerçek zararın üstünde talepte bulunulduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, verilen ilk kararın davacı Bülent Sabuncu yönünden temyiz edilmediği, bu durumda önce verilen kararın anılan davacı yönünden kesinleştiği, S.. Y..nin ise aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın S. Villaları sitesi yönünden aktif dava ehliyeti yokluğu nedeni ile usulden reddine, B.S.yönünden verilen kararın kesinleşmiş olması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
1- Mahkemece, önce verilen kararın davacı B.S. tarafından temyiz edilmediğinden kesinleştiği gerekçesi ile anılan davacı yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm tesis edilmişse de, Dairemizin 09.10.2012 tarih ve 2012/9074 E.- 2012/15518 K. sayılı bozma ilamında “yönetim adına dava açan B. S. aynı zamanda site içinde villa maliki olduğuna göre, ancak arsa payı nispetinde talepte bulunabileceği, şayet bu yerde Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerine tabi olarak kat mülkiyeti tapusu tesis edilmemiş ise; bu taktirde adı geçen Bülent Sabuncu’nun sözkonusu sitede ki malik sayısına göre kendi payına düşen miktar kadar talepte bulunabileceği dikkate alınmadan, tüm site maliklerinin davada taraf olduğu kabul edilerek yargılamaya devam edilmesi” de doğru görülmemiş ve karar bu yönden de bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyulmakla da anılan davacı yararına usuli müktesep hak doğmuştur. Bu durumda davalıların sorumluluğu ile zararın belirlenmesi, Dairemizin 09.10.2012 tarih ve 2012/9074 E.- 2012/15518 K. sayılı bozma ilamının 2 nolu bendi uyarınca davacı B. S.’nun payı nispetinde talepte bulunabileceğinin nazara alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2- Ayrıca davacı S.. Y.. hakkındaki dava aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle usulden reddedildiğine göre, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2 maddesi uyarınca Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere avukatlık ücretine hükmolunması gerekirken yazılı şekilde nispi vekalet ücreti takdiri de doğru olmamış, kararın bu yönden de bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacılar yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacılara iadesine, 09/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.