Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/4759 E. 2015/11396 K. 02.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4759
KARAR NO : 2015/11396
KARAR TARİHİ : 02.11.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/12/2014
NUMARASI : 2014/1069-2014/409

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 09/12/2014 tarih ve 2014/1069-2014/409 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl davada davacı vekili, müvekkilince nakliyat emtia sigorta poliçesi ile sigortalanan emtianın Çin- İstanbul taşıması için davalıların donatanı ve taşıyanı oldukları M. S. isimli gemideki konteynıra yüklendiğini, konteynırın tahliyesi esnasında konteynırın tavan kısmındaki deliklerden sızan sular nedeniyle sigortalı emtianın ıslanmaya bağlı olarak hasarlandığının tespit edildiğini, müvekkilinin sigortalıya hasar bedelini ödediğini ileri sürerek 5.074 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, gemi üzerinde kanuni rehin hakkı tesisini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, konişmentoda da belirtildiği üzere taşımayı yapanın dava dışı G. M. (C.) Pte Ltd. S. olduğunu, müvekkillerinin ise G.- T. (T.) İnt F. Ltd.’nin ise taşımayı temsilen konişmentoyu imzaladığını ve teslimat acentesi olarak görev yaptığını, taşıyanın konteynırın indirilmesi ile sorumluluğunun sona erdiğini, konteynırda depolama sahasında yapılmış bir tespitin bulunmadığını, konteynırın ve emtianın kara taşıması esnasında hasarlanmasının muhtemel olduğunu, ekspertiz raporunda hasara sebep olarak tatlı suyun gösterildiğini, hasar ihbarı yapılmadığından ispat yükünün ters çevrildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili, aynı iddialarını tekrar ederek taşıyan olduğunu ileri sürdüğü davalıdan 5.074 TL’nin tahsilini ve kanuni rehin hakkı tesisini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili, süresinde hasar ihbarı yapılmadığını, hasarın deniz taşıması esnasında meydana geldiğinin davacı tarafından ispatlanması gerektiğini, konteynırın tahliye limanında boşaltılmasından sonra müvekkilinin sorumluluğunun sona erdiğini, kara taşımasından bir sorumluluğunun bulunmadığını, hasar tespitinin usulune uygun olarak yapılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, geminin 14.09.2011 tarihinde limana vardığı, konteynerın aynı tarihte gemiden tahliye edildiği, 28.09.2011 tarihinde kara taşıması yapılmak üzere bu taşıyıcıya verildiği, aynı tarihte alıcının tesislerinde alıcıya teslim edildiği, bu ana kadar konteynerin hasarlı olduğuna dair herhangi bir tespit ve tutanak bulunmadığı, deniz taşıyanın sorumluluğunun konteynerin 14.09.2011 tarihinde tahliye edilmesi ile sona erdiği, konteynırdaki deliğin haricen belli olduğu, aksi de düşünülse süresinde ihbarın yapılmadığı, buna göre hasarın deniz taşıması sırasında meydana geldiğinin ispatlanamadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, emtianın, yükleten tarafından konteynıra yüklenmiş, sayılmış ve mühürlenmiş olmasına ve mühürlenmiş konteynır içinde taşıyana teslim edilmiş bulunmasına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 27,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 02.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.