Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/4730 E. 2015/11402 K. 02.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4730
KARAR NO : 2015/11402
KARAR TARİHİ : 02.11.2015

MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/11/2014
NUMARASI : 2014/946-2014/480

Taraflar arasında görülen davada Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 25/11/2014 tarih ve 2014/946-2014/480 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili, fer’i müdahiller TMSF vekili ve O. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi . tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin Y. A.Ş’nin Denizli Şubesine 3.130 TL yatırdığını, bankaya el konulmasından sonra mevduatının ödenmediğini, yatan paranın paravan Y. S. O.S. Bank Ltd. hesabına aktarıldığının öğrenildiğini, banka çalışanlarının yanıltıcı telkin ve yönlendirmeleriyle müvekkilinin güveni kötüye kullanılmak ve iradesi sakatlanmak suretiyle havale talimatının imzalanmış olduğunu, banka yöneticilerinin bankanın vasıta kılınması suretiyle dolandırıcılık suçundan ceza aldıklarını, off shore hesaplar suretiyle toplanan paraların Balkaner Holding bünyesindeki şirketlere ucuz kredi olarak dağıtıldığını ileri sürerek 3.130 TL’nin 22.12.1999 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, hisse devir tarihinden önceye ilişkin taleplerde TMSF’nin sorumlu olduğunu, hak düşürücü ve zamanaşımı sürelerinin geçtiğini, davacının serbest iradesiyle ve daha fazla faiz getirisi elde etmek için kıyı bankacılığını tercih ettiğini, iradesinin yanıltılmadığını, bankanın vekalet görevini yerine getirdiğini, savunarak davanın reddini istemiştir.
Fer’i müdahil TMSF vekili, havale edilen miktarın 2.768 TL olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, hak düşürücü sürenin geçtiğini, davalı Banka’ya husumet yöneltilemeyeceğini, davacının serbest iradesi ile ve daha fazla faiz getirisi elde edebilmek için off shore hesabı tercih ettiğini, dolandırıcılığın söz konusu olmadığını, hesap cüzdanına itiraz edilmemek suretiyle off shore mevduatının benimsendiğini, davalı Banka’nın ancak havale işlemini ve vekalet görevini gerçekleştirdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Fer’i müdahil O. vekili, müvekkilinin bir borç üstlenmesinin bulunmadığını, muhatabın TMSF olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının, davalı Y. A.Ş’nin Denizli Şubesi’ne 3.130 TL yatırdığı, daha sonra bu paranın Y. S. Off Shore Bank Ltd. Şti. hesabına aktarılmış gibi gösterildiği, İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nce verilen ve kesinleşen karara göre, Y. A.Ş’nin bir kısım yöneticilerinin Yurtbank A.Ş. aracılığıyla O.S. hesabı açtıran kişileri bankayı vasıta kılmak suretiyle dolandırdıkları ve bu suretle topladıkları paraları B. Holding A.Ş. bünyesindeki şirketlere ucuz kredi olarak aktardıkları, Off Shore Bankası’nın paravan bir şirket olarak kurdurulduğunun anlaşıldığı, bu şekilde Y. A.Ş’nin söz konusu yöneticileri tarafından davacı ve onun durumundaki diğer Off Shore hesabı açtıranların iradelerinin fesada uğratıldığının açıkça ortaya konulduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili, fer’i müdahil TMSF vekilive fer’i müdahil O.vekili temyiz etmiştir.
1- Fer’i müdahil O. vekili tarafından temyize cevap dilekçesi olarak ibraz edilen ancak niteliği itibariyle katılma yoluyla temyiz dilekçesi olarak kabul edilerek bu doğrultuda değerlendirmeye tabi tutulan dilekçenin temyiz defterine kaydedilmediği gibi, temyiz harcının yatırıldığına dair makbuza da dosya içerisinde rastlanmamıştır.
Temyiz dilekçesinin verilme usulü, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 434. maddesinde açıklanmış olup, buna göre temyiz dilekçesinin temyiz defterine kayıt ettirilip, temyiz harcının yatırılmış olması gerekmektedir. Fer’i müdahil vekili tarafından bu işlemlerin yapılmadığı anlaşılmıştır. Temyiz defterine kayıt ettirilip, harcı alınmayan temyiz dilekçeleri bakımından çözüm getiren 21.05.1985 gün ve 1984/5 Esas, 1985/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nda, harca tabi olmasına rağmen hesap edilip ilgilisinden alınmadan temyiz defterine kaydedilen temyiz dilekçeleri hakkında da HUMK’nın 434/3. maddesinde öngörülen eksik harç ödenmesi ile ilgili işlemin kıyasen uygulanması ve bu durumda temyiz isteminin, temyiz defterine kaydedildiği tarihte yapılmış sayılması gerektiği açıklanmıştır. Buna göre, somut olayda, temyiz defterine kayıt da bulunmadığından, bu İBK’nın uygulanması mümkün olmayıp, fer’i müdahil O.vekili tarafından bu işlemler yapılmaksızın verilmiş temyiz dilekçesine konu temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ING Bank A.Ş. ve fer’i müdahil TMSF vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
3- Ancak, hükme esas alınan bilirkişi raporundan ve sunulan hesap açma talimatlarından 05.10.1999 tarihinde davacının Y. S. Off Shore Bank Ltd. nezdindeki hesabına 2.268,63 TL’nin %80 faiz oranı ile yatırıldığı, ardından vade sonlarında işlemiş faizleri ile hesabın temdit edildiği, 14.12.1999 tarihinde davacı tarafından 500 TL daha yatırıldığı ve son temdit tarihi itibariyle davacı hesabındaki paranın 3.132,39 TL’sına baliğ olduğu anlaşılmakta olup mahkemece, hesabın temdit edildiği tarihe kadar tahakkuk eden akdi faiz miktarı nazara alınıp son temdit tarihi itibariyle davacının alacak miktarı hesaplanmak suretiyle karar verilmiş ise de taraflar arasında bir mevduat sözleşmesi kurulmadığından akdi faiz istenemeyeceği gibi davacıların faiz alacağı temdit tarihleri sonunda anaparaya dönüşmez. Mahkemece, taraflar arasında akdi ilişki olmadığı ve davalı Banka’nın haksız fiil hükümlerine göre sorumlu olduğu nazara alınıp davacının davalı Banka’ya yatırdığı paranın, yatırıldığı tarihten itibaren avans faiz ile tahsiline hükmedilmesi gerektiği gözönünde bulundurularak karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi yerinde olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle fer’i müdahil O. vekilinin katılma yoluyla temyiz isteminin REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davalı ING Bank A.Ş. ve fer’i müdahil TMSF vekillerinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (3) nolu bentte açıklanan nedenle davalı ING Bank A.Ş. ve fer’i müdahil TMSF vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalı Banka’ya iadesine, 02/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.