Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/4666 E. 2015/13560 K. 16.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4666
KARAR NO : 2015/13560
KARAR TARİHİ : 16.12.2015

MAHKEMESİ : … … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/01/2015
NUMARASI : 2014/339-2015/40

Taraflar arasında görülen davada … .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 28/01/2015 tarih ve 2014/339-2015/40 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin 1/2 payına sahip paydaş olduğunu, müvekkilinin şirketten dışlandığını, can güvenliği sağlanmadığı için genel kurullara katılamadığını, genel kurul toplantısı ile ilgili olarak bilgi alma, inceleme, denetleme haklarının engellendiğini, 11.02.2014 tarihli genel kurulda, TTK 447/c maddesine aykırı olarak, şirket gerçeğine aykırı bilgileri içeren bilanço ve çalışma raporunun kabul edilip, yöneticinin de ibrasıyla, şirketin temel yapısına aykırı kararlar alındığını, şirketlerin tümünün 1998 yılından günümüze faaliyet göstermediğini, borca batık olduğunu, sermaye arttırımının yerinde olmadığını ileri sürerek yapılan genel kurul toplantısının ve bu toplantıda alınan kararların bütünüyle iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı temsilcisi; davaya konu genel kurul toplantısında alınan kararların usul ve yasaya uygun olduğunu, iptalini gerektirir bir husus bulunmadığını, yasal zorunluluk nedeniyle sermaye artışı yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacı toplantı öncesinde genel kurula katılmayacağını bildirmiş olduğundan çağrı usulsüzlüğüne dayanamayacağı, davaya konu 11.02.2014 tarihli genel kurul toplantısının dördüncü maddesinde, bilanço ve gelir tabloların okunarak beşinci maddesinde bilanço ve gelir tablolarının tasdikine karar verildiği, alınan kararın yasa, anasözleşme hükümlerine ve iyi niyet kurallarına uygun olduğu, altıncı maddede müdüre ücret ödenmemesine karar verildiği, bu kararında davacı ve şirket aleyhine olmayıp, alınan kararın yasa, anasözleşme hükümlerine ve iyi niyet kurallarına uygun olduğu, yedinci maddede sermaye artırılmasına karar verildiği, artırılan sermaye miktarının yasal zorunluluk taşıyıp, şirketin mali durumu nazara alındığında makul seviyede olduğu, alınan kararın yasa, anasözleşme hükümlerine ve iyi niyet kurallarına uygun olduğu, sekizinci madde de şirket müdürüne TTK’nın 626. maddesine göre rekabet yasağına izin verilmemesine karar verildiği, bu kararında davacı ve şirket aleyhine olmayıp, alınan kararın yasa, anasözleşme hükümlerine ve iyi niyet kurallarına uygun olduğu, genel kurul toplantısında alınan kararların yokluğunu gerektirecek şartların da bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 16/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.