Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/4631 E. 2015/12501 K. 25.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4631
KARAR NO : 2015/12501
KARAR TARİHİ : 25.11.2015

MAHKEMESİ : YALOVA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/11/2013
NUMARASI : 2010/477-2013/497

Taraflar arasında görülen davada Yalova 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 21/11/2013 gün ve 2010/477-2013/497 sayılı kararı bozan Daire’nin 03/11/2014 gün ve 2014/4710-2014/16662 sayılı kararı aleyhinde davalılar-karşı davacılar vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili, asıl davada müvekkili ile davalı şirket arasındaki kredi ilişkisine diğer davalıların da müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduklarını, kredi teminatlarının satıldığını, bankanın bakiye alacağının 42.479,83TL ana para, 36.04,96TL işlemiş faiz, 1.835,25TL BSMV olmak üzere 29.09.2010 tarihi itibariyle toplam 81.020,04TL olduğunu belirterek davadan sonra krediye işleyecek kredinin değişken faizi, faizin BSMV’si ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, karşı davanın reddini savunmuştur.
Davalılar vekili, davacı bankaya olan borcun sona erdiğini savunarak davanın redddini istemiş, karşı davada ise davacı bankanın basiretli bir tacir gibi davranmayarak ipotek tesis edilen gayrımenkulün hasarına istinaden B… S..A.Ş’den talep etmesi gereken sigorta bedelini zamanında istemediğini, müvekkilinin açtığı davaya müdahil olmuşsa da hasar tarihinden itibaren değil de davaya müdahil olduğu tarihten itibaren faiz talep etmesi nedeniyle müvekkillerinin 69.424,53TL zararları doğduğunu ileri sürerek şimdilik 15.000,00TL’nin davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle talebini 19.856,10TL daha arttırmıştır.
Mahkemece asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne dair verilen kararın davacı-karşı davalı vekilince temyizi üzerine karar Dairemizin 03.11.2014 gün 2014/4710 Esas, 2014/16662 Karar sayılı ilamıyla onanmıştır.
Bu kez davalılar-karşı davacılar vekili asıl ve karşı dava yönünden karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1-Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalılar-karşı davacılar vekilinin asıl davaya yönelik HUMK’nun 440 maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
2-Karşı dava, banka kredisine teminat olarak gösterilen ve üzerine banka lehine ipotek tesis edilen taşınmazın hasarlanması nedeniyle dain-i mürtehin olan bankanın dava dışı sigorta şirketinden zamanında ve hasar tarihinden itibaren faiz istememesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Dosya kapsamına göre, poliçede dain-i mürtehin olarak gösterilen davalı banka, sigorta tazminatını istemekte öncelikli hakkı bulunmasına rağmen hasar tarihinden itibaren dava dışı sigorta şirketine bir başvuruda bulunmamış ancak davacı şirketin İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde dava dışı sigorta şirketine açtığı tazminat davasında, hasar tarihinden yaklaşık 6 yıl sonra asli müdahale yoluyla hasar tazminatını istemiştir. Davalı bankanın asli müdahale talebi ve sigorta tazminatına yönelik istemi anılan mahkemece kabul edilmiş, sigorta tazminatının o davada davalı sigorta şirketinden tahsili ile asli müdahil bankaya verilmesine karar verilmiş ise de, asli müdahale talebinde açıkça faiz başlangıç tarihi belirtilmediğinden hükmedilen tutara asli müdahale tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olup karar bu yönüyle kesinleşmiştir. Davalı bankanın kredi borcunun teminatı olan sigortalı taşınmaza ilişkin sigorta tazminat bedelini önce talep etmeyerek ve asli müdahale yoluyla talep ettiğinde ise faiz başlangıcını belirtmediği için eksik faiz tahsilatına sebebiyet vermek suretiyle davacıların kendisine olan kredi borcundan düşülmesi gereken faiz tutarı kadar davacıların pasifinin azalmasını engellediği, aynı zamanda kredi sözleşmesinin ihlali niteliğindeki ihmali bu fiili ile davacıları zarara uğrattığı açıktır. Nitekim, asıl davada davacı banka tarafından, sigorta şirketinden tahsil edilen meblağ asıl dava davalılarının kredi borcundan düşüldükten sonra kalan bakiyeye hükmedilmesinin istenmiş olması da söz konusu zararın varlığını açıkça ortaya koymaktadır. Bu durumda, yerel mahkemenin davacıların zararının varlığına ve bu zararın sigorta şirketinden tahsil imkanı olmayan faiz tutarı kadar olduğuna yönelik yaklaşımı ilke olarak yerindedir. Ancak mahkemece, poliçe genel şartları dikkate alınarak sigorta tazminatının muaccel olduğu tarihten itibaren asli müdahale tarihine kadar oluşan faiz alacağı hesaplanarak ortaya çıkacak faiz alacağına hükmedilmesi gerekirken, hasar tarihi olan 17.08.1999 tarihi baz alınarak denetime elverişli olmayan rapora istinaden hüküm kurulması yerinde değildir. Şu halde, davalılar-karşı davacılar vekilinin karşı dava yönünden karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 03.11.2014 gün 2014/4710 Esas-2014/16662 Karar sayılı ilamının 2 nolu bendindeki karşı davaya ilişkin bozma kararı kaldırılarak hükmün davalılar-karşı davacılar yararına yukarıda açıklanan değişik gerekçe ile bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerden dolayı, davalılar-karşı davacılar vekilinin asıl davaya yönelik karar düzeltme isteğinin HUMK’nın 442 maddesi gereğince REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerden dolayı, davacılar-karşı davacılılar vekilinin karşı davaya yönelik karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 03.11.2014 gün 2014/4710 Esas 2014/16662 Karar sayılı ilamının 2 nolu bendindeki karşı davaya ilişkin bozma kararı kaldırılarak kararın davalılar-karşı davacılar yararınayukarıda açıklanan değişik gerekçe ile BOZULMASINA, ödediği karar düzeltme harcının isteği halinde karar düzeltme isteyen davalılar-karşı davacılara iadesine, 25/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.