Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/4570 E. 2015/11551 K. 04.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4570
KARAR NO : 2015/11551
KARAR TARİHİ : 04.11.2015

MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/12/2014
NUMARASI : 2014/579-2014/905

Taraflar arasında görülen davada İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 30/12/2014 tarih ve 2014/579-2014/905 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin kimyasal temizlik malzemeleri üretim sektöründe faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, davalının 11/10/2010 tarihinde satış temsilcisi olarak işe başladığını, davalının müvekkili şirketten ayrıldıktan sonra müvekkili şirketle aynı sektörde faaliyet gösteren dava dışı … Şti’de çalışmaya başladığını, müvekkili şirkete ait müşterilerle irtibata geçerek bu müşterilere malzeme sattığını ve böylece müvekkili şirketin ticari faaliyetine zarar verdiğini, bu şekilde hizmet sözleşmesinin 8. maddesinde yer alan rekabet yasağına ilişkin düzenlemeye aykırı davrandığını ileri sürerek, 20.000,00 ABD Dolarının fiili ödeme günündeki TL karşılığı tutarın, dava tarihinden itibaren işleyecek devlet bankalarınca bir yıl vadeli dolar hesabına uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, gerek 818 sayılı BK’nın 349 maddesi, gerekse 6098 sayılı TBK’nın 444, 445 maddeleri hükümleri gereğince, rekabet yasağının ancak davacı iş verenin iş sırrı sayılabilecek üretimlerin formül içeriklerine, üretilen malların özel bilgilerine vuku bulabilecek bilgi veya sırları başka bir firmaya aktarmak suretiyle iş verene zarar vermesi halinde söz konusu olacağı, davalının ticari temsilci olarak ifa etmiş olduğu işten dolayı bu şekilde davacının somut zararına yol açacak rekabet yasağını ihlal edici teknik bilgi veya sırlara vuku bulduğunun dosya içeriğiyle ispat edilemediği, ayrıca sözleşmedeki rekabet yasağı hükmünün belirli bölge ile sınırlılık şartını içermediği, sözleşmenin rekabet yasağına ilişkin düzenlemesinin geçerli olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 444 ve devamı maddeleri uyarınca işçinin rekabet yasağına dayalı olarak açılan cezai şart istemine ilişkindir. Davacı şirket ile davalı arasında akdedilen 11.10.2010 tarihli hizmet sözleşmesinde, sözleşme konusunun ”İşbu hizmet sözleşmesi ile hizmetli, Bursa bölgesinde Worldchem’in ticari temsilcisi olarak tayin edilmiş olup, Worldchem’in iştigal konusunu ilgilendiren işlerde ve akitlerde aracalık yapacaktır.” şeklinde olduğu belirtilmiş ve yine sözleşmenin rekabet yasağına ilişkin 8. maddesinde ”Hizmetli işbu hizmet sözleşmesinin herhangi bir nedenle feshini takip eden 1 yıllık süre içinde
gerek kendi nam ve hesabına ve gerekse bir başka şirket veya kişi aracılığı ile Worldchem’in iştigal konusu ile ilgili olarak satmaya yetkili olduğu ürünler veya benzeri ürünleri hizmetliyi şirket yetkilisi veya temsilcisi olarak tanımaya devam eden şirket ya da şahıslara veya hizmetli sözleşmesi süresi içerisinde Worldchem’in müşterisi olmuş şirket ya da şahıslara satmayacağını, satmaya teşebbüs etmeyeceğini, teklif vermeyeceğini, satışlara aracılık etmeyeceğini kabul ve taahhüt etmektedir…” hükmü düzenlenmiştir. Her ne kadar, mahkemece sözleşmenin 8. maddesi ile getirilen rekabet yasağının bölge ile sınırlılık şartını taşımadığı belirtilmiş ise de, sözleşme hükmü mahkemenin kabulünün aksine tüm Türkiye’yi kapsamamakta, sadece davalının görev yaptığı Bursa bölgesindeki davacı müşterilerine sözleşmenin feshinden itibaren 1 yıl süre ile satış yapmayı, satmaya teşebbüs etmeyi, teklif vermeyi, satışlara aracılık etmeyi yasaklamakta olup, mahkemenin bu gerekçesi yerinde olmadığı gibi, rekabet yasağının ancak davacı işverenin iş sırrı sayılabilecek üretimlerin formül içeriklerine, üretilen malların özel bilgilerine vuku bulabilecek bilgi veya sırları başka bir firmaya aktarmak suretiyle iş verene zarar vermesi halinde söz konusu olacağı, davalının ticari temsilci olarak ifa etmiş olduğu işten dolayı bu şekilde davacının somut zararına yol açacak rekabet yasağını ihlal edici teknik bilgi veya sırlara vuku bulduğunun dosya içeriğiyle ispat edilemediği şeklindeki gerekçesi de TBK’nın 444. maddesinde yer alan ”….hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi ….. hakkında bilgi edinme imkanı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikte ise geçerlidir” hükmü karşısında isabetli değildir. Zira, davacı şirketin ticari temsilcisi konumunda olduğu anlaşılan davalının, davacının müşteri çevresi hakkında bilgi edinme imkanının bulunduğu izahtan varestedir.
Bu durumda, mahkemece sözleşmenin rekabet yasağına ilişkin hükmünde belirtilen süre içerisinde davacının Bursa’da kendisini tanıyan müşterilerine dava dışı … Şti’de mal satıp satmadığı, satmaya teşebbüs edip etmediği, teklif verip vermediği, satışlara aracılık edip etmediği hususlarının davacı şirket ve dava dışı firmanın ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmak suretiyle açıklığa kavuşturulması ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekili temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 04/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.