Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/4563 E. 2015/11695 K. 09.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4563
KARAR NO : 2015/11695
KARAR TARİHİ : 09.11.2015

MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/11/2014
NUMARASI : 2014/276-2014/621

Taraflar arasında görülen davada Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 20/11/2014 tarih ve 2014/276-2014/621 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin davalı bankanın Adana Şubesinde açtırdığı hesaba aylık vadeli para yatırdığını, davalı banka tarafından paranın sürekli işlem gördüğüne yönünde müvekkiline bilgi verildiğini, müvekkilince parasının akıbeti sorulduğunda davalı banka tarafından paranın TMSF’ye devredildiğinin bildirildiğini, ancak bu devir işlemi sırasında davalı banka tarafında yasa ve yönetmelikçe belirtilen prosedüre uygun davranılmadığını ileri sürerek davalı banka tarafından devredilen paranın tespitiyle, avans faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacıya ait banka hesabının vadesiz mevduat hesabı olduğunu, hesap bakiyesinin sıfır olması nedeniyle 31.12.2001 tarihi itibariyle hesabın kapatıldığını, bu tarih sonrasından dava tarihine kadar zaman aşımı süresinin dolduğunu, paranın TMSF’ye devredilmiş olması halinde de müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davacı tarafından sunulan cüzdan uyarınca hesaptaki para miktarının 2.96 TL olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davacının davalı banka şubesinde bulunan hesabındaki 2.960,00TL’nin TMSF’ye devredildiği iddiasıyla alacak isteminde bulunduğu, davalı tarafından hesabın 31.12.2001 tarihinde kapatıldığı belirtilerek zamanaşımı def’inin ileri sürüldüğü, taraflar arasında hesabın varlığı ve hesaptaki paranın TMSF’ye devredildiği hususunda ihtilaf olmadığı, BK’nın 146. maddesi uyarınca her alacağın aksine hüküm bulunmayan hallerde on yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava; bankacılık işleminden kaynaklı alacak istemine ilişkin olup mahkemece yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir. Somut olayda davacı tarafından davalı bankaya aylık vadelerle para yatırıldığı hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık yatırılan paranın miktarı ile TMSF’ye devredilip devredilmediği noktasında toplanmaktadır. 5411 sayılı Yasa’nın 62. maddesi uyarınca bankalar nezdlerindeki mevduat, katılım fonu, emanet ve alacaklardan hak sahibinin en son talebi, işlemi, herhangi bir yazılı talimatı tarihinden başlayarak on yıl içinde aranmayanlar zamanaşımına tâbidir.
Zamanaşımına uğrayan her türlü mevduat, katılım fonu, emanet ve alacaklar banka tarafından hak sahibine ulaşılamaması hâlinde, yapılacak ilânı müteakiben Fona gelir kaydedilir. 5411 sayılı Yasa’nın 62. maddesi uyarınca Fona gelir kaydı işlemlerinin nasıl yapılacağı hususu 1.11.2006 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Mevduat ve Katılım Fonunun Kabulüne, Çekilmesine ve Zamanaşımına Uğrayan Mevduat, Katılım Fonu, Emanet ve Alacaklara İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 8. maddesinde açıklanılmıştır. Bahsi geçen yönetmeliğin 8. maddesinde belirtilen usuller çerçevesinde devir işlemi yapılmaması halinde davalının iade yükümlülüğü ortadan kalkmaz. Mahkemece, davacıya ait paranın usulüne uygun biçimde TMSF’ye devredilip devredilmediği araştırılmadığı gibi davalı vekilince bu yöndeki savunmalarını ispata yarar mahiyette deliller de dosyaya sunulmamıştır. O halde, mahkemece taraf delilleri toplanılıp davalı banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak; davacı tarafından yatırılan paranın miktarının ne olduğu, TMSF’ye devredilip devredilmediği, devredilmiş ise devir işlemlerinin usulüne uygun yapılıp yapılmadığı belirlenip, uyuşmazlığın vedia aktinden kaynaklandığı da gözetilerek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 09/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.