Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/4419 E. 2015/11804 K. 10.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4419
KARAR NO : 2015/11804
KARAR TARİHİ : 10.11.2015

MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/03/2014
NUMARASI : 2013/170-2014/60

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 05/03/2014 gün ve 2013/170 – 2014/60 sayılı kararı onayan Daire’nin 03/12/2014 gün ve 2014/11143 – 2014/18878 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili ile davalı şirket arasında ilk olarak 26.07.2007 tarihinde “T. K.” markasının su emtiasının üretim ve satışında kullanılması amacıyla sözleşme yapıldığını, anılan sözleşmenin borçlarının zamanında ödenememesi nedeniyle sulh yoluyla 24.02.2008 tarihinde yeni bir sözleşme yapıldığını, bu sözleşmeden doğan borçların da ödenmesinde sıkıntılar doğduğunu, davalı ile tekrar yeni sözleşmeler yapıldığını, ödemelerin bir programa bağlandığını, ancak sözleşmenin davalı tarafından sürekli biçimde ihlâl edilmesi nedeniyle edimlerini yerine getirmezse sözleşmeden doğan hakların kullanılacağı ihtarını içeren Ankara 40. Noterliği’nden 08.03.2011/8682 sayılı ihtarnamenin davalıya gönderildiğini, borçların ödenmemesi nedeniyle Ankara 40.Noterliği’nin 21.06.2011/22509 sayılı ihtarnamesi ile 15.07.2009 tarihli sözleşmenin feshedildiğini, ihtarnamenin 29.06.2011 tarihinde karşı tarafa tebliğ edildiğini, markanın kullanımına son verilmesi istenilmesine rağmen eylemin devam ettiğini, bunun üzerine Ankara 40.Noterliği’nden 10.11.2011/39135 tarih/sayılı ihtarnamenin keşide edildiğini, sözleşmenin feshedilmiş olduğunun tekrar hatırlatılarak eyleme son verilmesinin istenildiğini, buna rağmen davalının müvekkil markasını kullanmayı sürdürdüğünü ileri sürerek, davalının müvekkilinin marka tescilinden doğan haklarına tecavüz oluşturan eylemlerinin men ve ref’i ile tecavüzünün durdurulması ve önlenmesiyle hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 03.12.2014 tarihli kararı ile onanmıştır.
Davalı vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK’nın 442. maddesi gereğince REDDİNE, alınması gereken 57,60 TL karar düzeltme harcı peşin ödenmiş olduğundan yeniden alınmasına yer olmadığına, 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK’nın 442/3. maddesi hükmü uyarınca, takdiren 251,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 10/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.