Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/4367 E. 2015/11373 K. 02.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4367
KARAR NO : 2015/11373
KARAR TARİHİ : 02.11.2015

MAHKEMESİ : BATMAN 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)
TARİHİ : 13/11/2014
NUMARASI : 2014/194-2014/527

Taraflar arasında görülen davada Batman 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 13/11/2014 tarih ve 2014/194-2014/527 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadan kredi aldığını, alınan krediden dolayı müvekkilinden çeşitli adlar altında haksız olarak kesintiler yapıldığını, banka ile sözleşme imzaladığını, matbu sözleşme olduğundan tarafına müdahale hakkının verilmediğini, kendisiyle müzakere edilmediğini ileri sürerek 1.300,00 TL kesintinin kesinti tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının açtığı dava konusu dosya masrafının tüketici kanun kapsamında olmadığını, davacı ile müvekkil banka arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi ve ayrıca söz konusu sözleşmeye konu taşınmazın ticari bir arsa olduğunu, davanın 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un kapsamı dışında olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki sözleşmenin tip sözleşme olarak kabul görüp bu sözleşmede davacı yan aleyhine konulan ve bilirkişi raporu ile tespit edilen proje komisyonu, ipotek tesis ücreti ve ekspertiz ücretinin yazılmamış sayılacağı, yazılmamış sayılan kalemlerin davalı bankaca tahsil edilmiş olmasının genel işlem şartına açıkça aykırı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabülü ile 3.052,80 TL’nin bankanın yaptığı kesintilerin hesabına girdiği andan itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacıya iadesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, genel kredi sözleşmesi uyarınca ödenen proje komisyonu, ipotek tesisi ve ekspertiz ücretlerinin geri alımına ilişkindir.
Genel işlem şartları, sözleşmenin bir tarafının (kullanıcının-kullananın) diğer tarafına, sözleşmenin kuruluşu sırasında sunduğu, çok sayıda sözleşme için önceden formüle edilmiş sözleşme şartları şeklinde tanımlanır. Bu tanıma göre TBK’nın 20/1. maddesi gözönüne alındığında genel işlem şartlarının dört unsuru olduğu görülmektedir. Bu unsurlar; ilk olarak genel işlem şartları, biz sözleşmenin hükümleridir. İkinci unsur ise, bunların sözleşmenin kurulmasından önce hazırlanmalarıdır. Yine bunlar, ileride çok sayıda benzer sözleşmede kullanılmak amacı taşırlar. Nihayet, düzenleyen, bunları tek başına hazırlar ve karşı tarafa sunar. Bunun yanında sözleşmedeki genel işlem şartları taraflar arasında tek tek müzakere edilmişse, ferdi anlaşmaya dönüşür, genel işlem şartı niteliğini kaybeder. Dolayısıyla bahsedilen nitelikteki hükümler, genel işlem şartlarına ilişkin düzenlemenin uygulama alanı dışında kalır.
Bu açıklamadan sonra somut olaya gelindiğinde, yukarıdaki tanım ve unsurlar gözönüne alındığında, proje komisyonu, ipotek tesisi ve ekspertiz ücretine ilişkin hükümleri içeren maddenin genel işlem koşulu olarak nitelendirilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Bu hükümleri içeren maddenin genel işlem şartına ilişkin düzenlemenin uygulama alanı dışında kalması için, taraflar arasında tartışılarak kabul edilmesi gerekir. Bu bağlamda, sözleşme ile aynı tarihte imzalanan genel kredi sözleşmesi sözleşme öncesi bilgi formunun, taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinin, dava konusu alacağın doğumuna neden olan hükmünün tartışıldığının ve hükmün genel işlem şartına ilişkin düzenlemenin uygulama alanı dışında kaldığının kabulü için yeterli olup olmadığı değerlendirilmeksizin davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 02/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.