Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/4308 E. 2015/13589 K. 17.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4308
KARAR NO : 2015/13589
KARAR TARİHİ : 17.12.2015

MAHKEMESİ : ANKARA (KAPATILAN) 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/04/2012
NUMARASI : 2011/84-2012/51
DAVACI : H.. A..
DAVALI : A.. A..

Taraflar arasında görülen davada Ankara (Kapatılan) 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 03.04.2012 gün ve 2011/84-2012/51 sayılı kararı bozan Daire’nin 07.11.2014 gün ve 2013/862-2014/17130 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından Toki’den Eryaman Altıncı Etap 2. kısım 2. bölge, 296 konut yapım işinin üstlenildiğini, davalı sigorta şirketi tarafından işveren mali sorumluluk poliçesi ile davacı şirketin T.C. sınırları içerisindeki inşaatlarındaki rizikoların sigortalandığını, müvekkilince söz konusu inşaat şantiyesinde meydana gelen kazada işçi E…. G….’in vefat ettiğini, bu nedenle davacı hakkında Ankara 17. İş Mahkemesi’nin 2006/811 Esasına kayden dava açıldığını, davanın davalı sigorta şirketine ihbar edildiğini, anılan mahkemece verilen kararın Ankara 11. İcra Müdürlüğü’nün 2008/5802 E sayılı dosyası ile infaz edildiğini davacı yanca takip dosyasına 02.07.2009 tarihinde 39.425,00 TL ödendiğini, kaza nedeniyle ayrıca ölenlerin yakınlarına 20.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi olmak üzere 25.000,00 TL haricen ödendiğini, davalı sigorta şirketine yapılan ihbar sonrası 19.12.2005 tarihli yazı ile taleplerinin reddedildiğini, ret gerekçesinin yerinde olmadığını, zira işçiler ile ilgili SGK’ya işe giriş bildirgesi verilmese de işçilerin SSK’ya tabi olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, meydana gelen kazada sigortalının işyerinde taşeron firma olan T… Lmt Şti’nin elemanı E… G…’in vefat ettiğini, vefat eden işçi ile müvekkili şirket sigortalısı arasında hizmet akdi bulunmadığını, taşeronla işveren arasında akdedilen sözleşmeye göre iş güvenliğine ilişkin sorumluluğun taşerona ait olacağının kabul edildiğini, dava konusu olayın sigorta güvencesi dışında bulunduğunu, zira mali sorumluluk sigorta genel şartlarının 1. maddesine göre işverene bir hizmet akdi ile bağlı ve sosyal sigortalılar kanuna tabi işçiler veya bunların hak sahipleri tarafından işverenden talep edebilecek tazminat talepleri nedeniyle sigortacının sorumlu olduğunu, vefat eden işçinin 18 yaşının altında, çırak statüsünde bulunmayan ve SSK’ya bildirim yapılmaksızın kaçak çalıştırılan işçi konumunda olduğunu, yasa dışı keyfiyetin resmi mercilerden gizlenmeye çalışıldığını, savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, İş Kanunu’nun 74. maddesi uyarınca 18 yaşını doldurmamış işçilerin yapı işlerinde çalıştırılmalarının yasak olduğu, davacı yanın yakınlarına tazminat ödediği E…. G….’in kaza tarihinde 17 yaşında olup, anılan hüküm uyarınca yapı işlerinde çalıştırılması yasak olan kişilerden olduğu, yasaya aykırı biçimde kaçak olarak çalıştırıldığı, adı geçenin SGK’ya tabi işçi sayılması durumunda kanunen yasak edilen bir fiilden doğan zararların kanunun açık hükmüne aykırı şekilde sözleşme ile güvence altına alınması gibi kanuna uygun olmayan bir sonucun çıkacağı, işveren mali mesuliyet sigortasının 1.maddesinde sosyal sigortalar kanununa tabi işçilerden söz edilmekte olduğu, teminatın kapsamının sigortalı sayılan işçiler veya işçiler şeklinde yer almadığı, kanunen yasaklanmış bir fiilin teminat altına alınamayacağı gözetildiğinde davacı talebinin teminat dışında kaldığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 07.11.2014 tarihli kararı ile bozulmuştur.
Davalı vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK’nın 442. maddesi gereğince REDDİNE, alınması gereken 57,60 TL karar düzeltme harcı peşin ödenmiş olduğundan yeniden alınmasına yer olmadığına, 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK’nın 442/3. maddesi hükmü uyarınca, takdiren 251,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 17.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.