Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/4301 E. 2015/11419 K. 02.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4301
KARAR NO : 2015/11419
KARAR TARİHİ : 02.11.2015

MAHKEMESİ : KONYA (KAPATILAN) 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/12/2013
NUMARASI : 2013/213-2013/352

Taraflar arasında görülen davada Konya (Kapatılan) 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 12.12.2013 tarih ve 2013/213-2013/352 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; Davacının 23.000,00 TL bedelli V….. K…. Şubesi’ne ait 6412189 nolu çeki Banka’nın B….. şubesine ibraz ettiğinde, çeki keşide edenin sahte evrakla çek aldığı ve dolandırıcılıktan yargılandığından kendisine ödeme yapılmadığını, bu nedenle zarara uğradığını, Banka’nın özensiz davranışı nedeniyle bu durumun gerçekleştiğini belirterek 5.000 TL manevi tazminatın ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 1.000,00 TL maddi tazminatın asıl dava ile, aynı çek ile ilgili olarak K…1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2008/769 Esas sayılı dosyası ile kısmi kabul kararı verilmesi üzerine bakiye 8.800,00 TL zararlarının tazminini birleşen K….. 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/104 Esas sayılı dosyası ile talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, asıl dava ile ilgili olarak dava konusu çek keşidecisi M….. A… S…….nın çeklerinin 09.01.2007 tarihinden itibaren karşılıksız çıktığını, çeklerle ilgili evrakların sahte olduğunun ilk bakışta anlaşılmadığı ve yapılan inceleme sonucu anlaşıldığını, davalı Banka’nın özensiz davranmadığını, birleşen dava dosyası ile ilgili olarak da kısmi kabul kararı verilen dosyanın henüz kesinleşmediğini, dava konusu alacağın TTK 726 gereğince 6 aylık zamanaşımına uğradığını, davacının keşideci ve diğer sorumlulara yönelmediğini, hukuk yollarını tüketmediğini, dava konusu çeklerle ilgili olarak yargılamaların olduğunu ve kendilerinin de mağdur olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece usul ve yasaya uygun bozma kararına uyularak; davacının kendi akidi ciranta Ahmet Kangal hakkında icra takibi yaptığı, takibin sonuçsuz kalması ile aciz vesikası aldığı, bu nedenle davacının çek miktarınca zararının oluştuğu, davalı Banka’nın çek hesabı açarken müşterisinin kimliği, ekonomik durumu ve ikameti vs konularında yeterli araştırma yapmadan sahte belgeler ile hayali bir kişi adına hesap açarak çek karnesi vermesinde ve çekin karşılıksız çıkmasında 3167 SY ½, 2. maddeleri bankalar kanunu ve TTK 20/2 “Her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi lazımdır…” cümlesi gereği basiret ve itinayı göstermemek suretiyle doğan zararın tamamından sorumlu olduğu gerekçesiyle, asıl dava olan 2013/213 Esas sayılı davada manevi tazminat yönünden verilen ret kararı konusunda bir bozma olmadığından bu yönde yeniden hüküm kurmaya yer olmadığına, asıl davada davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile 1.000,00 TL çekin ibraz tarihi olan 21/03/2007 tarihinden itibaren değişen oranlarda reeskont faizi ile davalı Banka’dan alınarak davacıya ödenmesine, dosyamızla birleşen K…. 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/104 Esas sayılı davanın kabulü ile 8.800,00 TL çekin bankaya ibraz edildiği tarih olan 21/03/2007 tarihinden itibaren değişen oranlarda reeskont faizi ile davalı Banka’dan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davacı, davalı Banka’nın %40 kusurlu olduğunu kabul etmek suretiyle dava açmış olup, bu durumda davalı Banka aleyhine azami hükmedilecek meblağ 9.200,00 TL’dir. Bu nedenle mahkemece topam 9.800,00 TL’ye hükmedilmesi doğru olmayıp, kararın davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 02.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.