Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/4195 E. 2015/5714 K. 22.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4195
KARAR NO : 2015/5714
KARAR TARİHİ : 22.04.2015

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 09/12/2014 tarih ve 2014/193-2014/375 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı … vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı limited şirketin ortağı olan davalıların her birinden 107.500 TL olmak üzere toplam 215.000 TL’lik hisse senedini 2011 yılı Kasım ayında satın aldığını ancak, davalıların ana sözleşme değişikliğine gideceklerinden hisse devrinin de o zaman yapılmasının uygun olacağı gerekçesiyle hisseleri devretmediklerini, müvekkilinin davalılara güvenerek, 12.10.2011, 30.11.2011 ve 29.11.2011 tarihlerinde 18.300, 97.000 ve 100.000 TL ödeme yaptığını, hisse devri yapılana kadar da şirket ortağı ve müdürü tarafından imzalanan 200.000 TL’lik çekin müvekkiline verildiğini, birkaç ay şirketin fiili ortağı olan müvekkiline kar payı gönderdiklerini, 2012 yılı Temmuz ayında ise şirketin tek mal varlığının zararına satıldığını ancak, satıştan alınan paradan müvekkilinin hissesine düştüğü belirtilen 35.000 TL zarar miktarı düşüldükten sonra kalan 180.000 TL’nin ödeneceği belirtilmesine rağmen sadece 28.000 TL ödeme yapıldığını, davalılardan ödeme yapılması istenildiğinde ise ödemeye yanaşmadıklarını, şirket adına verilen çekin bankaya ibrazında da karşılığının olmadığının anlaşıldığını, şirket hakkında icra takibi yapıldığını ancak, şirketin mal varlığının bulunmadığını, hisse devri imkanı da kalmadığından ihtar çekmeye gerek kalmadan müvekkilinin sözleşmeden döndüğünü ve ifa ettiği edimi geri istediğini, davalıların hisse devri yapacakları vaadiyle müvekkilinden para aldıklarını, davayı davalıların limited şirket ortağı olmaları olgusuna değil, iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde davalıların edimlerini yerine getirmemeleri olgusuna dayandırdıklarını ileri sürerek, 35.000 TL zarar olarak açıklanan alacak yönünden HMK’nın 107/2 maddesi gereği talep sonucu belirleme hakkı saklı kalmak kaydıyla her bir davalıdan 76.000 TL’nin paranın ödendiği 30.11.2011 tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, … vekili, görev, yetki, husumet itirazında bulunmuş, davanın usul ve esastan reddini istemiştir.
Diğer davalı, görev ve yetki itirazında bulunmuş, davanın usul ve esastan reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davanın hisse devri vaadi nedeniyle ödenen paranın iadesi istemine ilişkin olduğu, her ne kadar dava dilekçesinin başında hisse devri yapıldığından bahsedilmiş ise de, gerek dilekçenin sonraki kısımlarında bu hususa açıklık getirilerek hisse devri vaadinden bahsedilmiş olması, gerekse de limited şirketlerde hisse devrini düzenleyen TTK’nın 595. maddesi (mülga TTK’nın 520. maddesi) gereğince devir işleminin noter onayıyla yapılması gerektiği birlikte dikkate alındığında somut olayda “hisse devri” değil, “hisse devri vaadi”ne dayalı bir sebepsiz zenginleşme iddiası olduğu, davacının da dilekçesinin ilerleyen kısımlarında davasını “sebepsiz zenginleşmeye” dayandırdığını ifade ettiği, sebepsiz zenginleşmenin ise TTK’da değil, BK’da düzenlenen bir konu olduğu ayrıca, davanın tarafları tacir olmadığı gibi, davanın ticari işletmeyi ilgilendiren bir dava da olmadığı, limited şirketin davanın tarafı olmadığı, tüm işlemlerin taraflar arasında yapıldığı, şirketin yetkili organları tarafından yapılmış, davayı ilgilendiren herhangi bir işlem bulunmadığı gerekçesiyle, görev itirazının kabulü ile mahkemenin görevsizliğine, dosyanın talep halinde ve kesinleştiğinde görevli … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı … vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, gerektirici sebepler ile yetki itirazının görevli mahkemece değerlendirilecek olmasına ve 6100 sayılı HMK’nın 331/2. maddesi uyarınca yargılama giderlerine ve aynı Yasa’nın 323/1-ğ maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan vekalet ücretine hükmedilemeyecek olmasına göre, mümeyyiz davalı … vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, mümeyyiz davalı … vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, davalı …’ten temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 22/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.