Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/4175 E. 2015/7923 K. 08.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4175
KARAR NO : 2015/7923
KARAR TARİHİ : 08.06.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL(KAPATILAN) 27. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/05/2013
NUMARASI : 2012/240-2013/123

Taraflar arasında görülen davada İstanbul(Kapatılan) 27. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 13/05/2013 tarih ve 2012/240-2013/123 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, kimliği tespit edilemeyen kişilerce müvekkili şirketin müşterisine ait bilgilerin kullanılarak müşteriye ait iştira bedelinin ödenmesinin talep edildiğini, müvekkilinin de talebi kabul ederek iştira bedelini davalı bankada açılan hesaba havale ettiğini, ancak daha sonra davalı bankada açılan hesabın sahte kimlik belgesi ile açıldığının ve müvekkilinin dolandırıldığının anlaşıldığını, davalı bankanın hesap açarken gerekli özeni göstermemesi nedeniyle kusurlu olduğunu, müvekkilinin davalıya güvenerek böyle bir hesaba havale yaptığını ve müvekkilinin zarara uğradığını ileri sürerek 56.346,77 TL’lik zararının havale tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili bankanın kusurunun bulunmadığını, zararın doğmasına davacının dikkatsizliği ve özensizliğinin sebebiyet verdiğini, davacının zararının tazminini dolandırıcılık eylemini gerçekleştiren şahıslardan talep etmesi gerektiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı sigorta şirketinin kendisine yapılan başvuru üzerine, sigortalı olduğunu bildirilen dava dışı Ali İhsan Küçükoğlu isimli şahsın gerçek sigortalı olup olmadığının tespiti için, müşterisinden aldığı belgelerde müşterisine ait adres ve telefon numaraları bulunduğu halde, bu adres üzerinden müşterisinden teyit istemediği, kayıtlı telefonlarından aramaksızın sadece dolandırıcının kendisine bildirdiği e-posta adresi üzerinden yazışarak özenli davranmadığı, davacının dolandırıcının düzenleyerek gönderdiği belgelerdeki imzanın kendilerinde mevcut imzadan farklı olduğunu tespit etmesine rağmen bu durumu dolandırıcıya yine e-posta üzerinden sorarak teyit aldığı için ağır kusurlu davrandığı, bu nedenle davacının zararının dolandırıcının davalı bankada hesap açmasıyla değil, davacının elinde bulunan bilgi ve belgelerle teyit edilmeden iştira bedelinin ödenmesiyle doğduğu, sigortalıya ait gerçek kimlik bilgilerinin davacı sigorta şirketinde de bulunmadığı, davacıda bulunan kimlik bilgilerinin de davalı bankaya sunulan sahte kimlik belgesindeki bilgilerle aynı oldıığundan nüfus hüviyet cüzdanındaki fotoğraf değişikliğinin fark edilememiş olmasından dolayı davalı bankaya kusur izafe edilemeyeceği, zararın dava dışı şahsın sahtecilik eylemi sonucu meydana gelmesi sebebiyle davalı bankanın hesap açma işlemi ile zararın doğması arasında bir nedensellik ilişkisi bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Mahkemece uyulan Hukuk Genel Kurulu kararında, davacının ağır kusurlu olduğu, kusur oranının bilirkişi raporu ile tespitinin gerektiğine değinilmiş ve bu karara uyulmakla taraflar yararına kusurun bilirkişi aracılığı ile belirlenmesi gerektiği hususunda usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Uyulan bozma kararından sonra alınan bilirkişi raporunda, davalı tarafın %10 kusurlu olduğu belirtilmiştir. Buna rağmen, usuli kazanılmış hakları ihlal eder nitelikte, bilirkişi raporuna aykırı olarak, davalı tarafın hiç kusurunun olmadığının kabulü doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 08/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.