Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/4143 E. 2015/11841 K. 11.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4143
KARAR NO : 2015/11841
KARAR TARİHİ : 11.11.2015

MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/10/2013
NUMARASI : 2012/193-2013/188

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 22/10/2013 gün ve 2012/193-2013/188 sayılı kararı bozan Daire’nin 19/11/2014 gün ve 2014/11229-2014-17981 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin uzun yıllardır bankacılık ve finans sektöründe faaliyet gösterdiğini, “TURKISH FAKTORING” ibaresinin 09, 35, 36 ve 38. sınıflarda yer emtialar bakımından tescili için davalı T..’ye başvurduğunu, 2010/70228 kod numarası verilen başvurunun 556 sayılı KHK’nın 7/1-a ve c bentleri uyarınca 36. sınıfta yer alan tüm hizmetler yönünden reddedildiğini, bu karara karşı yaptıkları itirazın da YİDK tarafından reddedildiğini, oysa “turkish” ibaresinin müvekkili şirketin unvanının esaslı unsuru olduğunu, başvurunun bir bütün olarak ayırt edici niteliğe sahip olduğunu ileri sürerek, itirazlarının reddine dair TPE YİDK’nun 2012-M-1491 sayılı kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu “Turkish Faktoring” ibaresinin kullanılacağı 09 ve 36. sınıfta yer alan emtia ve hizmetler için cins, çeşit, vasıf belirten bir özelliğe sahip olduğunu ve ayırt ediciliği sağlamaktan uzak olduğunu, söz konusu ibareyi tek bir şahsın inhisarına bırakmak ve başka markalarda yan unsur olarak kullanımına dahi engel olma sonucunu doğuracak bu başvurunun tescilinin marka hukukunun temel ilkelerine aykırı olacağını, davacı vekilinin “Turkish Faktoring” markasının KHK’nın 7/son maddesi anlamında kullanım sonucu ayırt edici nitelik kazandığını ileri sürdüğünü, ancak bu iddiasını ispat edemediğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın taraf vekilince temyizi üzerine karar Dairemizin 19.11.2014 gün 2014/11229 E, 2014/17981 K sayılı ilamıyla onanmıştır.
Davalı T.. vekili bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK’nın 442. maddesi gereğince REDDİNE, alınması gereken 57,60 TL karar düzeltme harcı peşin ödenmiş olduğundan yeniden alınmasına yer olmadığına, 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK’nın 442/3. maddesi hükmü uyarınca, takdiren 251,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 11/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.