Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/4111 E. 2015/11845 K. 11.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4111
KARAR NO : 2015/11845
KARAR TARİHİ : 11.11.2015

MAHKEMESİ : SÖKE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/03/2014
NUMARASI : 2012/490-2014/173

Taraflar arasında görülen davada Söke 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 26/03/2014 gün ve 2012/490-2014/173 sayılı kararı bozan Daire’nin 12/12/2014 gün ve 2014/12634-2014/19676 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili adına tescilli “misina+şekil” ibareli markanın bulunduğunu, davalının ise “ravina messina” ibareli markayı adına tescil ettirdiğini, davalının önce “missina” ibaresini markasal olarak kullandığını, müvekkilinin ihtarı üzerine bu kullanıma son verdiğini, daha sonra “messina” ibaresinin tescili için TPE’ye müracaat ettiğini, müvekkilinin itirazı üzerine bu başvurunun reddedildiğini, son olarak dava konusu markanın davalı adına tescil ettirildiğini, bu markanın da hükümsüzlüğüne karar verilmesinin gerektiğini, zira davalının ısrarla müvekkilinin markasından faydalanmaya çalıştığını, kaldı ki bu markayı da tescil ettirdiği şekliyle kullanmadığını, davalının kötüniyetli olduğunu, ayrıca markalara arasında benzerlik de bulunduğunu ileri sürerek, davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, marka tescilinden üç yıl sonra dava açılmasının MK’nın 2. maddesine aykırı olduğunu, markalara arasında iltibas tehlikesinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın davalı vekilince temyizi üzerine karar Dairemizin 12.12.2014 gün 2014/12634 E, 2014/19676 K sayılı ilamıyla bozulmuştur.
Bu kez davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK’nın 442. maddesi gereğince REDDİNE, alınması gereken 57,60 TL karar düzeltme harcı peşin ödenmiş olduğundan yeniden alınmasına yer olmadığına, 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK’nın 442/3. maddesi hükmü uyarınca, takdiren 251,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 11/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.