Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/4054 E. 2015/13593 K. 17.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4054
KARAR NO : 2015/13593
KARAR TARİHİ : 17.12.2015

MAHKEMESİ : … .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/05/2013
NUMARASI : 2011/552-2013/165

Taraflar arasında görülen davada … … Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 23/05/2013 gün ve 2011/552 – 2013/165 sayılı kararı onayan Daire’nin 20/11/2014 gün ve 2013/17498 – 2014/18065 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, …. İli, …. İlçesi, …. Mahallesi, 919 ada, 55 parselde kayıtlı taşınmazın 5 ve 6 numaralı bağımsız bölümlerinin davacıya ait iken davalı bankanın konut kredisi müşterilerinden … … ve … … isimli şahıslara satışının yapıldığını, davalı bankayla varılan anlaşma sonucunda bu şahıslar adına tapu devrinin 11.05.2005 tarihinde gerçekleştiği, aynı tarihte bankanın her bir konut için 60.000 TL’den toplam 120.000 TL meblağlı konut kredisi tahsis ettiğini ve banka lehine satılan konutlar üzerine ipotek konulduğunu, ancak bankacılık teamülleri gereği tahsis edilen kredinin tapu maliki satıcı konumundaki müvekkiline ödenmesi gerekirken davalı bankaca müşterilerinin hesabına yatırıldığını ve müvekkilinin şu ana kadar satmış olduğu konut bedelini alamadığını, davalı bankanın kusurlu hareketinin buna neden olduğunu beyanla 120.000 TL’nin 11.05.2005 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı banka vekili, müvekkilinin alım satım akdinin tarafı olmadığını, davacı satıcı ile müvekkili banka arasında herhangi bir anlaşma, sözleşme veya taahhütname de imza edilmediğini, davacının satış bedelini davalı bankadan talep etmesinin usul ve Yasa’ya aykırı olduğunu, herşeyden önce davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, ayrıca tapuda düzenlenen resmi senette alım satım bedelinin nakden alındığına dair kayıt olduğunu, aradan geçen 3 yıl kadar uzun süre sonrasında satış bedelinin alınmadığı iddiasının makul olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak davalı bankanın kredi kullandırırken bankacılık teamüllerine uygun davrandığı gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 20.11.2014 tarihli kararı ile onanmıştır.
Davacı vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK’nın 442. maddesi gereğince REDDİNE, alınması gereken 57,60 TL karar düzeltme harcı peşin ödenmiş olduğundan yeniden alınmasına yer olmadığına, 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK’nın 442/3. maddesi hükmü uyarınca, takdiren 251,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 17/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.