Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/3720 E. 2015/13301 K. 10.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3720
KARAR NO : 2015/13301
KARAR TARİHİ : 10.12.2015

MAHKEMESİ : …….ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/10/2012
NUMARASI : 2010/161-2012/646

Taraflar arasında görülen davada ….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 16/10/2012 gün ve 2010/161-2012/646 sayılı kararı onayan Daire’nin 26/09/2014 gün ve 2013/8744-2014/14744 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili, davacının lüks vasıflı gıda maddeleri ithalat ve pazarlama işi yaptığını, Fransa’dan, bir kısmı temliken olmak üzere, 75.294,88 Euro tutarında emtia ithal ettiğini, davalı Ö.. G… Şirketi’nin işlettiği antrepoda gümrükleme işlemi yapılmak üzere beklemekte iken, 09/09/2009 günü meydana gelen sel felaketi nedeniyle hasara uğradığını, gerek kendisinin gerek 21/05/2010 tarihli sözleşme ile temliken aldığı malların bu hasarından dolayı, tazminat alacağı bulunduğunu, davalı Ö.. G… Şirketi’nin antrepo sahibi olarak, diğer davalının ise sigorta şirketi olması nedeniyle sorumlu olduklarını ileri sürerek, 162.908,00 TL’nin avans faizi ile birlikte, davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sorumlu olması kaydı ile davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı A.. Ş.. vekili, 26/12/2008-26/12/2009 tarihleri arasında Ö.. G… Şirketi ile aralarında İş Yeri Paket Sigorta Poliçesi bulunduğunu, sigortalının depoda malları bulanan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğu kapsadığını, sigortalı-depo sahibinin sorumluluğunu gerektirmeyen ya da kusurunun bulunmadığı durumların poliçe kapsamı dışında kaldığını, somut olayın mücbir sebep hali olduğunu bildirerek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı Ö.. G… Zeytincilik ve Gıda San ve Tic. Ltd. Şti. vekili, ortada mücbir sebep bulunduğunu, davalının meydana gelen zarar ile illiyet bağı bulunmadığını bildirerek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü’nün 13/07/2011 günlü yanıtı ve ekindeki çizelgelerle, 08/09/2009 ve 09/09/2009 günü meydana gelen yağış ölçümlerinin gönderildiği, bu verilere göre, yağış sonrası oluşan selin yol açtığı hasarın mücbir sebep olarak değerlendirilmesinin kaçınılmaz olduğu, davacı zararının mücbir sebep sonucu meydana geldiği, bu nedenle, davalı depolama şirketinin ve dolayısı ile sigorta şirketinin sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin , 26.09.2014 tarihli kararı ile onanmıştır.
Davacı vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK’nın 442. maddesi gereğince REDDİNE, alınması gereken 57,60 TL karar düzeltme harcı peşin ödenmiş olduğundan yeniden alınmasına yer olmadığına, 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK’nın 442/3. maddesi hükmü uyarınca, takdiren 251,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 10/12/2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY

Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu 474 (6098 sayılı T.B.K 572) maddesinde “Ardiye sahibinin eşyayı bir komisyoncu gibi ihtimam ile muhafaza etmeğe mecbur olduğu,
Yasa’nın 117 (6098 sayılı T.B.K 136) maddesinde de “borçluya isnat olunamayan haller münasebetiyle borcun ifasının mümkün olmaması durumunda borcun sakıt olacağı” düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davalılardan Ö.. G… San. Tic. Ltd. Şti’nin işletmecisi, diğer davalının da işyeri paket sigortacısı olduğu antrepoya davacı tarafından bırakılan mallar yoğun yağan yağmur nedeniyle Ayamama deresinin taşması sonucu tam ziyaa uğramış, davacı tarafından açılan dava sonucunda “zararın mücbir sebepten kaynaklandığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin karar düzeltme istemi de aynı gerekçe ile sayın çoğunluk görüşü doğrultusunda red edilmiştir.
Zararın mücbir sebepten kaynaklandığına ilişkin çoğunluk görüşüne katılamıyorum.
Türk-İsviçre Borçlar Hukuku’nda mücbir sebep “kusurdan uzak, sezilemeyen, karşı konulamayan gerçek bir olay” olarak tarif edilmektedir.
Bu tarife göre mücbir sebebin unsurları;
a) Kusursuzluk
b) Sezilememezlik
c) Karşıkonulamazlık’tır.
Mücbir sebebin mevcudiyeti için kusursuzluk şarttır.Eğer olayın doğumuna sebep olan bir kusur varsa mücbir sebebin öteki unsurlarını araştırmaya gerek yoktur.
Diğer taraftan, bir olayın mücbir bir sebep sayılabilmesi için sezilememiş, kestirilememiş, önceden tahmin edilememiş olması da lazımdır.
Bu olayın aynı zamanda karşıkonulamaz, yenilemez olması da zaruridir.
Somut uyuşmazlığa dönüldüğünde;
Davalıların işletmecisi ve sigortacısı olduğu antrepo, Ayamama dere yatağı içine ve 10 m. kadar yakınına inşa edilmiştir.
Yıllardan beri, yoğun yağmur halinde Ayamama deresinin taştığı çevresinde bulunan işyeri ve binalara zarar verdiği herkes tarafından bilinen bir gerçektir.
Nitekim 13/10/2007 ve 26/10/2008 tarihlerinde de derenin taştığı, davalının işlettiği antrepodaki malların zarar gördüğü önceki yıllarda gerçekleşen olaylar nedeniyle 3. kişiler tarafından aynı davalı aleyhine aynı antrepo nedeniyle davaların açıldığı, dosyaya mübrez belgelerden anlaşılmaktadır.
Daha önce yaşanan sel taşkınları nedeniyle, aynı türden olaylar yaşandığından artık sel olayı sezilemeyen ve öngörülemeyen bir sebeb olmaktan çıkmıştır.
Geçmişte yaşadığı tüm olumsuzluklara rağmen, davalı işletmecinin hala aynı yerde antrepo işletmeciliğine devam etmesi sonucu gerçekleşen davaya konu olayda, artık davalının kusursuzluğundan da söz edilmemesi mümkün değildir.
Davalı antrepo işletmecisi yönünden mücbir sebeb koşulları, somut uyuşmazlık yönünden gerçekleşmemiştir.
Diğer taraftan, yağışın yoğun olduğu her yıl gerçekleşen, çevresindeki konut ve işyerlerine zarar veren sel’in, verdiği zararların ortadan kaldırılması veya asgari düzeye indirilmesi için Ayamama Deresi ve yatağında, 2560 sayılı Yasa’dan doğan yetkilerini tam ve yeterince kullanmayan dava dışı İSKİ’nin de meydana gelen zararda davalı ile birlikte kusuru bulunmaktadır.
Keza sürekli sel baskınlarına maruz kalan dere yatağına, antrepo yapılmasına ve işletilmesine izin veren, göz yuman, eksikliklerine rağmen davalı işletmeciyi bu yerden tahliye etmeyen yerel yönetimler ile ruhsatsız, projesiz, kaçak yapı yapanların ve bu yapılara elektrik-su veren, bölgelere yol yapanlarda davacının emtia zararlarından sorumludur.
Açıklanan nedenlerle, somut uyuşmazlık yönünden mücbir sebep koşulları gerçekleşmediğinden, davacının karar düzeltme isteminin kabulü gerekirken, yazılı şekilde karar düzeltme isteminin reddine ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.