Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/3508 E. 2015/10057 K. 07.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3508
KARAR NO : 2015/10057
KARAR TARİHİ : 07.10.2015

MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/05/2014
NUMARASI : 2013/331-2014/329

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 27/05/2014 tarih ve 2013/331-2014/329 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 1985 tarihinde Almanya’daki sigortalı çalışmalarına ait primlerinin iadesini istediği, Alman sigorta kuruluşunun prim tutarını T.. B..’na müvekkili adına gönderdiğini ancak trafik kazası geçiren ve primlerinin akıbetini bu nedenle araştıramayan müvekkilince paranın gönderilmemiş olabileceği düşüncesi ile 2011 yılında yeniden başvuru yaptığını, söz konusu paraların T.. B..’na gönderildiğinin bildirildiğini, müvekkilinin talepte bulunmasına karşın davalı banka tarafından 10 yıllık yasal saklama süresinin dolduğu ve ödemeye ilişkin bir belgeye rastlanmadığının bildirildiğini, mevcut hesaplar ile ilgili müvekkilinin bilgilendirilmediğini ileri sürerek 31.191,41 TL (26.087,97 DM) ‘nin 15/08/1985 tarihinden itibaren bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiz ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı T.. B.. vekili; on yıllık zamanaşımı süresinin çoktan dolmuş olduğunu, davacının 1985 yılındaki başvurusu sonucu Alman Sigorta Kurumundan gelen DEM 26.087,97’lık ödeme kararına ilişkin tebligatın bizzat teslim aldığının tespit edildiğini, 1985 yılından bu yana davacının sigorta primlerinin akıbetini araştıramadığı yönündeki beyanının makul ve hayatın olağan akışına uygun olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı TMSF vekili; sadece yasa gereği paranın kendisine bırakıldığı kurum olan müvekkili fonun sorumluluğuna gidilemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; Alman Sosyal Sigorta Kurumu’nca davacının yatırmış olduğu birikmiş prim tutarının iadesi ile ilgili tebligatın bizzat davacının kendisine tebliğ olunduğu, zamanaşımını kesen herhangi bir işlem yapmadan
yaklaşık 27 yıl sonra işbu davanın açıldığı, TBK 146. maddesinde ve BK’nın 66.maddesinde birbirine paralel olarak 10 yıllık zaman aşımı süresi öngörülmüş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Dava, davacı adına davalı bankaya gönderlen paranın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece TBK’nın 146. maddesinde düzenlenen 10 yıllık zamanaşımı süresinin dava tarihi itibariyle dolmuş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu durumda davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin, karar tarihi itibariyle yürürlükte olan AAÜT’nin 12. maddesi gereği Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla Tarifenin üçüncü kısmına göre nispi olarak belirlenmesi gerekirken, 1.500,00TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmayıp, kararın bu yönden bozulması gerekirse de yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın anılan yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün 1. bendinin 3. paragrafında yer alan vekalet ücretine yönelik hüküm fıkrasından “1.500,00TL maktu” ibaresinin çıkarılarak yerine “3.731,05TL” ibaresinin eklenmesine, hükmün bu şekliyle davalılar vekilleri yararına DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 07/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.