Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/3435 E. 2015/13262 K. 09.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3435
KARAR NO : 2015/13262
KARAR TARİHİ : 09.12.2015

MAHKEMESİ : …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/12/2014
NUMARASI : 2014/1057-2014/677

Taraflar arasında görülen davada ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 10/12/2014 tarih ve 2014/1057-2014/677 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin davalı şirketin kurucu hissedarı ve eski yönetim kurulu başkanı ve genel müdürü olduğunu, 26/11/2012 tarihli genel kurula davet yazısında imzaları bulunan yönetim kurulu üyelerinin şirket ana sözleşmesi ve TTK’nın geçici 25.maddesi gereğince yetkili ve görevli olmadıklarını, genel kurula davetin usulsüz olduğunu, genel kurulda usulsüzce sermaye artırımına karar verildiğini, alınan kararların ticaret sicilinde tescil ve ilanının da usulsüz yapıldığını, sermaye artırım kararının dürüstlük kuralına aykırı olup, şirket hissedarı müvekkilinin aleyhine olduğunu, bu nedenle kanuna, ana sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına aykırı olarak yapılan 26/11/2012 tarihli olağan genel kurul kararlarının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davalı şirketin 11/07/2006 tarihinde hisselerinin %45’inin K… Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı A.Ş’ye %10’unun ise sözleşmeye gereğince yediemine devredildiğini, genel kuruldan önce şirkette K.. A.Ş’nin %55, davacının %35, davacının eşinin ise %10 paya sahip olduğu, alınan kararların şirketin mali yapısını güçlendirmek amacı taşıdığını, genel kurul kararlarının usulüne uygun çağrı üzerine toplanmış ve hükümet temsilcisinin katılımı sonucu alınan kararlar ticaret sicilinde usul ve yasaya uygun olarak ilan ve tescil edildiğini, davacının TTK 446.maddeye göre, genel kurul tutanağında muhalefet şerhini belirtmediğinden dava açamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının genel kurulu toplantıya çağıran yönetim kurulu üyelerinin yetkili olmadığına ilişkin itirazlarının yerinde olmadığı, şirkette pay sahibi olan kendisi ve eşinin genel kurula katılması nedeni ile davetin usulsüz olduğunun ileri sürülmesinin sonuca etkili olmadığı, sermaye artırım kararının davacı paydaşın aleyhine olduğu iddiasına gelince, davalı şirketin K… G… A.Ş. destekli anonim şirket olduğundan ve büyük paydaşın K… G… A.Ş. olması nedeni ile bu konudaki yasal düzenlemeler nedeniyle ekonomik darlık içerisinde bulunan davalı şirketin ticari faaliyetini sürdürebilmesi ve ekonomiye faydalı olabilmesi için yasayla kurulan K… G.. A.Ş. tarafından desteklendiği, bu nedenle sermaye artırımının K… G… A.Ş. tarafından nakden şirkete ödendiği ve şirketin mali yapısını güçlendirdiği, bu durumda alınan sermaye artırımı kararının, şirketin ve tüm şirket hissedarlarının lehine olduğu, bunun dışında davalı şirketi 26/11/2012 tarihinde yapılan, olağan genel kurulunda alınan kararlardan hiçbirisinin yasa hükümlerine, ana sözleşmeye ve dürüstlük ilkesine aykırı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, 6102 sayılı TTK’nın 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmesiyle birlikte 6103 sayılı TTK’nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’nun 25. maddesi gereğince yönetim kurulunda yer alan tüzel kişi temsilcilerinin istifa etmesi üzerine yine aynı yasa maddesi gereğince yönetim kurulunun 6102 sayılı TTK’nın 362/1. maddesi gereğince istifa eden üyelerin yerine seçim yapmaya yetkili bulunmasına, seçimden sonraki 26.11.2012 tarihli ilk genel kurulda yeni seçilen yönetim kurulu üyelerinin onaya sunulmamış olmasının yönetim kurulunun yapmış olduğu genel kurul çağrısını usulsüz kılmayacak olmasına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 09/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.