Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/3413 E. 2015/9177 K. 14.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3413
KARAR NO : 2015/9177
KARAR TARİHİ : 14.09.2015

MAHKEMESİ : ANTALYA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/11/2014
NUMARASI : 2010/492-2014/584

Taraflar arasında görülen davada Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 04/11/2014 tarih ve 2010/492-2014/584 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ve davalı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkillerinin Türkiye genelinde pek çok yayın kuruluşunu bünyesinde istihdam etmekle beraber gazete, dergi, internet, emlak gibi çalışma kolları içerisinde faaliyetlerini yürüttüklerini, davalının ise “A.Gayrimenkul” ticaret ünvanı altında F. usulünde A. Gayrimenkul A.Ş’nin şubesi konumunda olup emlak ofisi olarak çalışmalarını yürüttüğünü, davalının A. İli Z. Mahallesi B. O. Cad. A. Apt. No. .. adresinde bulunan A. Gayrimenkul adlı emlak ofisinin tabelasında müvekkili D. Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş. bünyesinde bulunan M.ve P. Gazetesi’nin diğer müvekkili H. Gazetecilik A.Ş. bünyesinde bulunan H. gazetesinin marka ve logosuna yer verildiğini, davalının, müvekkil ile hiçbir ilgisi olmamasına rağmen müvekkilinin marka ve logosunun kullanımı yoluna gittiğini, bu eyleminin açıkça marka hakkına tecavüz niteliği taşıdığını ileri sürerek davalının haksız eylemleri sebebiyle müvekkilinin marka hakkına yapılan tecavüzün ve haksız rekabetin men’ine, davalının işletmesinden tabelasından her türlü ticari emtiasından müvekkillerinin marka ve logolarının kaldırılmasına, davalının müvekkillerine ait marka ve logoları haksız kullanımı sebebiyle, her iki müvekkili için ayrı ayrı 10.000,00 TL manevi tazminatın tespit tarihi olan 25/08/2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı, söz konusu işyerini franchise olarak çalıştırdıklarını, seri ilanlarını davacı gazetelerde yayınlattıklarını, bu sebeple gazetelerin isimlerini tabelaya yazdırdıklarını, dava açıldıktan sonra söz konusu işyerini kapatıp tabelaları kaldırdığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının emlak komisyonculuğu yaptığı işyerinin tabelalarına davacılar adına tescilli H., M.ve P.ibaresi ve logolarını yazmak suretiyle davacıların markasına tecavüz ettiğinin sabit olduğu, davalının yargılama aşamasında söz konusu işyerini kapatarak logoların ve isimlerin bulunduğu tabelayı indirdiği, davanın marka hakkına vaki tecavüz ve
haksız rekabete ilişkin yönlerden konusuz kaldığı gerekçesiyle marka hakkına vaki tecavüzün ve haksız rekabetin önlenmesine ilişkin davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına, her davacı yönünden ayrı ayrı 2.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili ve davalı temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalının tüm, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, marka hakkına yapılan tacavüzün ve haksız rekabetin önlenmesi ile manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece marka hakkına yapılan tecavüz ve haksız rekabetin önlenmesi davasının konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına ve manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, taraflar tacir olup faiz türünün avans faizi ve markaya tecavüz özünde haksız fiil teşkil ettiğinden faiz başlangıcının da davacının talebi gözönüne alınarak markaya tecavüzün tespit tarihi olarak belirlenmesi gerekirken mahkemece hükmedilen manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiş ise de, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilererk onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalının tüm davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenelerle, davacılar vekilinin temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının hüküm fıkrasının ikinci bendindeki “dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte” ibaresinin hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine “tespit tarihi olan 25.08.2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte” ibaresinin eklenmesine, kararının bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 203,25 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacılara iadesine, 14/09/2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

Dava, marka hakkına yapılan tacavüzün ve haksız rekabetin önlenmesi ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı cevap dilekçesi vermemiş, daha sonra katıldığı duruşmada söz konusu işyerini franchise olarak çalıştırdıklarını, seri ilanlarını gazetelerde yayınlattıklarını, bu sebeple gazetelerin isimlerini tabelaya yazdırdıklarını, dava açıldıktan sonra işyerini kapatıp tabelaları kaldırdığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Bilirkişi raporunda açıklandığı üzere, davalı kendisinin kullandığı markanın altında ve tali unsur olacak şekilde, Türkiye’nin Seri İlan Merkezi yazısının altında, davacılara ait olan gazetelerin de bulunduğu bir kısım gazetelerin marka ve logolarını kullandığı anlaşılmaktadır. Tespit dosyasındaki fotoğraflarda da görüldüğü gibi davacılara ait üç gazete ile birlikte altı gazetenin logosu, Türkiye’nin Seri İlan Merkezi yazısının altına sıra ile yazılmıştır.
Emlakçılık yaptığı anlaşılan davalı duruşmadaki beyanında, seri ilanlarını gazetelerde yayınlattıklarını, bu sebeple gazetelerin isimlerini tabelaya yazdırdıklarını ifade ettiğinden davalının, Türkiye’nin Seri İlan Merkezi yazısının altında gazetelerin logolarını kullanmasının, 556 sayılı KHK’nin 12. maddesi kapsamında, dürüstce ve ticari konusuyla ilgili bir kullanım olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir.
Mahkemece davalının bu şekilde bir kullanımının 556 sayılı KHK’nin 12. maddesi kapsamında kalan bir kullanım olup olmadığı hususu değerlendirilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm verilmesi doğru olmadığından, davalının temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkemenin kararının davalı yararına bozulması gerektiği görüşünde olduğumdan, sayın çoğunluğun aksi yöndeki kararına katılmıyorum. 14.09.2015

KARŞI OY YAZISI

Davalı savunmasında, emlakçılık yaptığını ve emlak ilanlarını seri şekilde davacıya ait gazetelerde yayınlattığı için davacı markalarını tabelada göstermiş olduğunu savunmuş olmasına göre, yerel mahkemece HMK 31. maddesi uyarınca bu husususun aydınlığa kavuşturulması ve savunmanın doğrulanması halinde eylemin 556 Sayılı Marka KHK’nın 12. maddesi uyarınca “dürüst ticari kullanım” kapsamında değerlendirilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken mahkemece yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesini doğru bulmadığımdan çoğunluk görüşüne katılmıyorum.