Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/3404 E. 2015/8044 K. 10.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3404
KARAR NO : 2015/8044
KARAR TARİHİ : 10.06.2015

MAHKEMESİ : BODRUM 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)
TARİHİ : 27/05/2014
NUMARASI : 2011/1064-2014/373

Taraflar arasında görülen davada Bodrum 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 27/05/2014 tarih ve 2011/1064-2014/373 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili tarafından gezinti tekneleri sigorta poliçesi ile sigorta edilen A. adlı tekneye, davalılardan B.. A..’nin maliki bulunduğu ve diğer davalının sürücüsü olduğu K. adlı teknenin 24.07.2011 tarihinde çarparak hasara uğrattığını, hadise mahallinde tutulan olay yeri tespit tutanağına ve ekspertiz raporuna göre K. adlı teknenin olayda kusurlu bulunduğunu, söz konusu hadise sebebi ile sigortalı teknede şirket tarafından yaptırılan ekspertiz sonucu tenzili muafiyet bedeli düştükten sonra 10.363 TL’ lik hasar tespit edildiğini ve bu hasar miktarının 30.09.2011 tarihinde sahibine ödendiğini, bu nedenlerle 7.772 TL tazminatın, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 30.09.2011 ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili, dava konusu yapılan alacak ile ilgili işbu davadan önce İzmir 25. İcra Müdürlüğünün 2011/10574 esas sayılı icra takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibin halen derdest olması nedeni ile huzurdaki davanın dava şartı noksanlığı nedeni ile reddi gerektiğini, davalı şirketin ve tekneyi kullanan diğer davalı S.T.’ın 24.07.2011 tarihinde T. koyunda A. isimli tekne ile K. adlı teknenin çatışması sonucunda meydana geldiği iddia edilen zarar nedeni ile borcu ve sorumluluğunun olmadığını, dava konusu yapılan kaza sebebi ile tek ve nihai sorumlu ve kusurlu kişinin davacı şirketin hasar ödemesi yaptığını iddia ettiği teknenin kaptanı S. T. adlı kişi olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı S. T. vekili , A. teknesinin çarpan tekne konumunda olduğunu ve K. teknesine vermiş olduğu hasardan dolayı %100 kusurlu olduğunu, K. adlı teknenin ise kusursuz olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, somut olaydaki deniz kazasının oluşumunda, davacı sigorta şirketine sigortalı ve dava dışı A. adlı teknenin; oluşan hasarda %100 kusurlu olduğu, davalı S.. T..’ın kazada bir kusuru bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, sigorta sözleşmesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir. Ancak; mahkemece alınan kök bilirkişi raporunda taraflara ait gezi teknelerinin hız limitlerine uymadıkları için kusurlu oldukları belirtilmiş, itiraz üzerine alınan ek raporda ise, davacı sigortalısına ait A.-. isimli gezi teknesinin uyuşmazlık konusu çatma hadisesinde çarpan tekne olduğundan %100 kusurlu olduğu tespiti yapılmış ise de, bu rapor hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmadığı ve kendi içinde çeliştiği gibi, dosya kapsamında bulunan ekspertiz raporu ile de esaslı yönlerde çelişmektedir. Kaldı ki; davacı tarafın rapora yaptığı ciddi itirazları da bilirkişi raporunda yeterince karşılanmamıştır. Bu nedenle mahkemece, davacının rapora yaptığı ciddi itirazlarını da karşılayacak hüküm kurmaya ve denetime elverişli olacak şekilde somut olayda tarafların kusur durumlarını tayin konusunda uzman üçlü bilirkişi heyetinden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yetersiz bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme kararının BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 10/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.