Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/3341 E. 2015/12266 K. 19.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3341
KARAR NO : 2015/12266
KARAR TARİHİ : 19.11.2015

MAHKEMESİ : İNEGÖL 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/06/2013
NUMARASI : 2006/69-2013/370

Taraflar arasında görülen davada İnegöl 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 06/06/2013 gün ve 2006/69-2013/370 sayılı kararı onayan Daire’nin 11/12/2014 gün ve 2014/235-2014/19498 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili, asıl ve birleşen davalarda, tarafların petrol ürünlerinin ticareti için 11.02.1986 tarihinde kurulan K. Tic. Koll. Şti’nin %50’şer hisseli ortakları olduğunu, ortakların tek başına şirket adına tasarrufa yetkili bulunduğunu, tarafların 03.10.2001 tarihine kadar mülkiyeti şirkete ait olan petrol istasyonunu işlettiklerini ve aralarında herhangi bir problem çıkmadığını, ancak müvekkilinin işlerinin yoğunluğu ve birtakım özel sebepler dolayısıyla petrol istasyonu işletmeciliğini şahsen yapmak istemediğini belirterek ortaklığın sona erdirilmesini gündeme getirdiğinde, davalının rıza göstermemesi ve BP A.Ş’nin petrol istasyonunda 24.10.2004 tarihine kadar intifa hakkının bulunması sebebiyle söz konusu gayrimenkulü K. Koll. Şti. olarak davalıya 03.10.2001 tarihli sözleşmeyle aylık 4.000 TL mazot karşılığında 31.12.2004 tarihine kadar kiraladığını, dolayısıyla müvekkilinin ortak olması sıfatı ile aylık 2.000 TL’lik mazot karşılığı şirket kira gelirine şahsen hak kazandığını ve 03.10.2001 tarihinden bugüne kadar işlemiş kira gelirinden kaynaklanan alacağının olduğunu, şirketin banka hesabında görünen BP A.Ş’nin şirket lehine yatırdığı teşvik primlerinden de müvekkilinin hissesi oranında faydalanamadığını, İnegöl 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2004/112 Esas ve 2005/514 Karar sayılı dosyası ile TTK’nın 187. maddesinin 1, 2, 3. bentleri uyarınca haklı nedenlerle şirketin fesih ve tasfiyesine karar verildiğini, hükümde açıkça davalının müvekkilini zarara uğratıcı muamelelerde bulunduğunun belirtildiğini ileri sürerek, müvekkilinin kira gelirleri ve primlerden kaynaklanan alacağından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla asıl davada 6.000 TL’nin, birleşen davada 10.000 TL.’nin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, asıl ve birleşen davaların reddini savunmuştur.
Mahkemece, şirketin elde ettiği karların şirket aktiflerine yansıtıldığı ve ortaklara dağıtılmadığı, yine davacının talep ettiği teşvik gelirlerinin de şirket hesaplarına yansıtıldığı ve 478.143,08 TL tutarındaki bu primlerin istasyonun modernizasyonu için kullanıldığı, defter kayıtlarına göre 31/12/2006 tarihi itibari ile davacının ortağı olduğu şirketten 175.090,61 TL, davalının ise 216.902,44 TL alacaklı olduğu, dolayısıyla davacının şirket ortağı davalıdan talep edebileceği herhangi bir alacağının bulunmadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 11.12.2014 tarihli kararı ile onanmıştır.
Davacı vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK’nın 442. maddesi gereğince REDDİNE, alınması gereken 57,60 TL karar düzeltme harcı peşin ödenmiş olduğundan yeniden alınmasına yer olmadığına, 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK’nın 442/3. maddesi hükmü uyarınca, takdiren 251,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 19/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.