Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/3326 E. 2015/12612 K. 26.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3326
KARAR NO : 2015/12612
KARAR TARİHİ : 26.11.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL(KAPATILAN) 24. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/10/2012
NUMARASI : 2011/8-2012/213

Taraflar arasında görülen davada İstanbul(Kapatılan) 24. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 15/10/2012 gün ve 2011/8-2012/213 sayılı kararı bozan Daire’nin 10/06/2014 gün ve 2014/1847-2014/11069 sayılı kararı aleyhinde asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili asıl ve birleşen davada, müvekkilinin birikimlerini davalı nezdinde açılan yatırım hesabında değerlendirdiğini, hisse senedi alım ve satım işlemleri ile davalı çalışanı A. A.’nun ilgilendiğini, 16.07.1999 tarihi itibariyle müvekkilinin 4.000 lot DOHOL hisse senedinin olduğuna ilişkin adı geçen çalışan tarafından müvekkiline belge verildiğini, ancak davalı nezdinde yapılan incelemelerde müvekkiline ait hiçbir hisse senedinin bulunmadığının bildirildiğini, davalı çalışanın usulsüz işlemleri sonucu müvekkilinin zarara uğradığını ileri sürerek, asıl davada, müvekkili hesabında bulunması gereken hisse senetlerinden şimdilik 12.000 TL değerindeki hisselerinin aynen iadesini, olmadığı takdirde bedelinin tahsilini, birleşen davada ise 6400 lot DOHOL hisse senedinin bedeli olan 111.200 TL’nin temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında hisse senedi alım-satım sözleşmesi yapıldığını, SPK tebliğlerine göre alım satım emirlerinin kural olarak yazılı olması gerektiğini, sözlü veya telefonla verilen emirlerin ise kayda geçirilecek müşteri emir formu düzenlenerek imzalı bir örneğinin müşteriye verilmesinin gerektiğini, yazılı veya sözlü emir verildiğinin davacı tarafından ispatlanması gerektiğini, talimat olmadan hisse senedi alınamayacağını, davacının dayandığı belgeyi düzenleyen müvekkili çalışanının böyle bir belge verme yetkisinin bulunmadığını, davacı ile çalışan arasındaki özel dostluk gereği bu belgenin verildiğini, bu nedenle müvekkilini bağlamadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının davalı yatırım kuruluşunda menkul kıymet alım satım sözleşmesi yaparak hesabına 6.200 TL para yatırdığı ve davalı şirketin hisse senedi işlemleri müdürü olan A. A.’nun davacıya ait yatırım ile ilgilendiği, davacı tarafından D. Holding Hisse senedi alınmasına ilişkin talimat verildiği yönünden bir belgenin sunulmadığı, davacının 4000 lot DOHOL hisse senedi sahibi olduğuna ilişkin davalı çalışanı tarafından davacıya verilen belgenin altındaki bir imzanın sahte olduğu, ayrıca anılan hisse miktarı kadar davacı hesabında para olmadığı, bu nedenle anılan belgenin gerçeği yansıtmadığı, bu durumda davacının parasının faizli olarak değerlendirilmesi gerektiği, davacıya hesaplardan yapılan bir kısım ödemeler düştüğünde davacının hesabındaki paranın repoda değerlendirilmek suretiyle olacağı miktarın 5.946,52 TL olduğu gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulüne, 5.946,52 TL ana para ve 3.508,42 TL faizi olmak üzere toplam 9.454,94 TL’nin davalıdan tahsiline, birleşen davanın reddine dair verilen karar taraf vekilleri tarafından temyizi üzerine Dairemizin 10.06.2014 tarihli kararı ile bozulmuştur.
Asıl ve birleşen davada davacı vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK’nın 442. maddesi gereğince REDDİNE, alınması gereken 57,60 TL karar düzeltme harcı peşin ödenmiş olduğundan yeniden alınmasına yer olmadığına, 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK’nın 442/3. maddesi hükmü uyarınca, takdiren 251,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen asıl ve birleşen davada davacı vekili alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 26/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.