Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/3221 E. 2015/8449 K. 17.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3221
KARAR NO : 2015/8449
KARAR TARİHİ : 17.06.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/11/2014
NUMARASI : 2014/377-2014/360

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 20/11/2014 tarih ve 2014/377-2014/360 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı tarafından tanzim edilen 11/02/2013 – 11/02/2014 vadeli 3463217 sayılı Gelir Koruma Sigortası Poliçesi kapsamında sigortalandığını, mezkur poliçe ile davalı sigortacı tarafından da müvekkilinin 30.000,00 TL istek dışı işsizlik ve geçici iş görmezlik teminatları kapsamında sigorta himayesi altına alındığını, müvekkilinin sigorta poliçesi meriyette iken P. Yapı Malzemeleri A.Ş. adlı işyerinde çalıştığı sırada, adı geçen işyerinin 18/07/2013 tarihinde kapanması üzerine iş akdinin fesih edildiğini ve bu tarihten itibaren müvekkilinin işsiz kaldığını, davacının, davalı sigorta şirketi nezdinde yapmış olduğu başvuruya karşılık “sigorta sözleşmesi yapılırken sigortalı tarafından bilinen veya bilinmesi gereken nedenlere bağlı işsizlik” gerekçe gösterilerek red edildiğini, davalının tazminat talebinin red etmesinin hiç bir hukuki geçerliliğinin bulunmadığını ileri sürerek, 30.000,00 TL tutarındaki tazminat alacağının 22/07/2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, sigortalının sözleşme kurulması esnasında tazminat ödenmeyecek hususlar hakkında bilgi sahibi olduğunu, sigortalı TTK sigorta hukuku hükümleri genel şartları uyarınca beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığını, sigortalı çalıştığı işyerinin durumunu bildiği halde bu durum hakkında beyan vermeyerek ve gizleyerek müvekkilini yanılttığını, sözleşmeden kaynaklı bir yükümlülüğün sigortalı tarafından ihlali nedeniyle müvekkilinin tazminat ödeme yükümlülüğünün ortadan kalktığını, sigorta ettireninin kast derecesinde kusuru bulunduğunu, müvekkilinin sözleşme öncesi sigortalının çalıştığı işyerini durumu araştırma yükümlülüğü bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının davalı nezdinde mezkur poliçe ile 30.000,00 TL’lik kaza sonucu vefat, 30.000,00 TL’lik tam ve daimi mamuliyet ve 30.000,00 TL’lik istek dışı işsizlik ve geçici iş görememezlik teminatı ile sigortalandığını, davacının iş sözleşmesinin sigorta süresi içerisinde çalışmış olduğu P. Yapı Marketleri A.Ş’nin İstanbul Anadolu 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/21 Esas sayılı dosyasında 16/07/2013 tarihinde iflasına karar verilmiş olması sebebiyle iş sözleşmesinin fesih edildiği, bu husus dikkate alındığında, davacının iş sözleşmesinin iş verence davacının isteği dışında sonlandırıldığı, bu nedenle davacının işsizliğinin sigorta poliçesi kapsamında kaldığı, her ne kadar davalı tarafça davacının işsiz kalacağını bilebileceğini belirterek bu bağlamda bazı haberleri delil olarak göstermiş ise de, aynı haberlerin bizzat davalı içinde geçerli olduğu, davalının da bu haberleri bildiği ve bilebilecek durumda olduğu halde, davacı ile sözkonusu poliçeyi imzaladığı, kaldı ki bir mahkeme tarafından bir firmanın iflasına karar verilmesi olayının davacının uhdesinde yada bilgisinde gerçekleşmesinin mümkün olmaması, sigorta sözleşmesi ile davacıya ileride şirketin iflas etme ihtimali bulunduğu şeklinde bir bildirim yükümlülüğünün yüklenmemiş oluşu, sözleşmenin davalı tarafça iptal edilmemiş oluşu gibi hususların da dikkate alındığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 1.537,30 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 17/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.