Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/3159 E. 2015/8427 K. 17.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3159
KARAR NO : 2015/8427
KARAR TARİHİ : 17.06.2015

MAHKEMESİ : SERİK 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/09/2014
NUMARASI : 2013/299-2014/340

Taraflar arasında görülen davada Serik 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 16.09.2014 tarih ve 2013/299-2014/340 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 28.11.2007 tarihinden bu yana davalı şirketin %10 hisse sahibi ortağı olup, şirketin 2 ortaklı olduğunu, müvekkili ile davalı Kadir arasında derdest bir boşanma davası bulunduğunu ve müvekkili hakkında koruma kararı verildiğini, müvekkili ile davalı arasındaki güven ilişkisinin zedelendiğini ve ortaklar arasında büyük anlaşmazlıklar bulunduğunu, ortakların bir arada bulunması, şirket menfaati doğrultusunda birlikte hareket etmelerinin mümkün olmadığını, taraflar arasında uzun süredir devam eden husumetin şirketin devamı ve amacının gerçekleştirilmesinin önünde bir engel olup, haklı nedenle feshine sebep oluşturduğunu ileri sürerek, davalı şirketin haklı nedenle fesih ve tasfiyesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkili şirketin bir aile şirketi olup, davacının %10, müvekkili Kadir’in % 90 hisseye sahip ortak olduğunu, davacının boşanma davasına paralel olacak şekilde ayrıca müvekkili şirketin feshini de istediğini, şirketin borcu olmayıp, aksine alacakları bulunduğunu, davacının ailevi sorunları şirkete taşıyarak müvekkilini cezalandırmak amacıyla şirketin feshini istediğini, davacının müvekkili şirketle ilgili herhangi bir anlaşmazlığının bulunmadığını, fesih talebinin haklı nedene dayanmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı ile davalı Kadir arasındaki boşanma davasının halen derdest olduğu, davalının boşanma davası ve davacı ile aralarındaki sorunlar nedeniyle davacıyı şirkete sokmadığı, şirketin davalı tanığının beyanına göre de zararda olduğu, davalının davacıya şirketten herhangi bir gelir vermediği, dışarıdan aldığı maddi desteklerle şirketi ayakta tutmaya çalıştığı, davacının şirketi denetlemesinin mümkün olmadığı, aslında bir aile şirketi olarak kurulan şirketin bu hali ile çalışmasının ve gayesini elde etmesinin mümkün olmadığı, ortaklar arasındaki sorunların ciddi boyutlara ulaştığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalı şirketin fesih ve tasfiyesi ile mali müşavir Ş. Ş.’nin tasfiye memuru olarak görevlendirilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, davalı limited şirketin haklı nedenle feshi ve tasfiyesi istemine ilişkin olup, davanın feshi istenilen şirket tüzel kişiliğine yöneltilmesi gerekli ve yeterlidir. Somut olayda, davacı tarafından şirket tüzel kişiliği yanında şirketin diğer ortağı olan davalı K.. Y..’a da husumet yöneltilmesi yerinde olmamıştır. Bu nedenle, davalı K.. Y.. yönünden davanın husumetten reddine karar vermek gerekirken davalı gerçek kişi hakkındaki davanın da kabulü doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar vekilinin, davalı şirket yönünden aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3- 6102 sayılı TTK’nın 636/3 madde ve fıkrasında “Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir.“ hükmü düzenlenmiştir. Anılan yasal düzenleme uyarınca haklı sebeple limited şirketin feshi istendiğinde mahkeme, istem yerine davacı ortağın payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir. Bu itibarla, mahkemece davacı tarafça ileri sürülen sebepler haklı sebep olarak kabul edildiğine göre, anılan yasa hükmü de tartılışıp, fesih talebi bu madde çerçevesinde değerlendirilerek sonucuna göre bir karar vermek gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, kararın davalı K.. Y.. yönünden BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin, davalı şirket yönünden sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı şirket yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 17/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.