Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/3106 E. 2015/8279 K. 15.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3106
KARAR NO : 2015/8279
KARAR TARİHİ : 15.06.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL(KAPATILAN) ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/03/2014
NUMARASI : 2013/785-2014/89

Taraflar arasında görülen davada İstanbul (Kapatılan) Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 20/03/2014 tarih ve 2013/785-2014/89 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı B.G. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı B.. G..’in davalı şirkette yarı oranında ortak olduğunu, müvekkilinin şirketten çıkma iradesini ortaya koymasından sonra tarafların biraraya geldiğini, şirketin çıkabilecek vergi borçlarına teminat olmak üzere 212.000 TL tutarındaki bononun müvekkilince imzalandığını, davalı B.. G..’in teminat amaçlı ve şirket için verilen bonoyu kendi adına verilmiş gibi doldurup kötüniyetle takip başlattığını, düzenlenen protokolde müvekkilinin tasarım tescil belgelerini ibraz etmesi durumunda anılan bononun geri ödeneceğinin kararlaştırıldığını, aslında şirket adına düzenlenen bononun ciro silsilesinin bozulması suretiyle takibe konulduğunu ileri sürerek müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının ve takibe konu bononun bedelsiz kaldığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalı şirketin ve düzenlenen protokolün bono ile bir ilgisinin bulunmadığını, davaya konu bononun davacının müvekkiline olan nakdi borcu karşılığı düzenlendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, hile ve ikrah iddiasının ispatlanamadığı, dinlenen tanıkların bononun hangi temel ilişkiye dayanarak düzenlendiği hususunda somut bir beyanda bulunmadıkları, taraflarca düzenlenen protokolün 8. maddesinde 212.000 TL tutarında bir teminat amaçlı ödemenin öngörüldüğü, 9. maddede de davacının tasarım tescil belgelerini şirkete ibrazından sonra ödenen paranın iadesinin kararlaştırıldığı, davacının aynı tutarlı senedi de teminat amaçlı verdiğinin kabulü gerektiği, davalının davacıya borç verdiği hususunu ispatlayamadığı, davalı şirkete husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, şirket aleyhine açılan davanın husumet yönünden reddine, davalı B. G. aleyhine açılan davanın kabulü ile davaya ve takibe konu 212.000 TL bedelli senetten dolayı davacının davalı Bilal Günay’a borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Kararı, davalı B. G. vekili temyiz etmiştir.
1 Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, temyiz eden davalı B. G. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava, bonoya dayalı menfi tespit istemine ilişkin olup mahkemece mümeyyiz davalı yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, taraflar arasında düzenlenen protokolde davacının yurtdışı tasarım tescillerini ve web sitesine ilişkin haklarını tarafların ortağı olduğu M. D. Metal İmalat San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne devredeceği düzenlenmiş olup davacının protokolde düzenlenen edimlerini dava tarihi itibariyle yerine getirmediği gibi karşı tarafı usulüne uygun bir şekilde temerrüde düşürmediği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Nitekim Dairemizin 2011/2506-2013/3539 E.K. sayılı ilamında da “davacının şirkete devretmeyi taahhüt ettiği tasarım tescil belgelerinin ne olduğu ve davalı şirkete devredilip devredilmediği” hususlarının araştırılması gerektiğine işaret edilmiştir. Davacının işbu davada anılan hususları yerine getirmeye hazır olduğunu beyan etmesi de sonuca etkili olmayıp kendi edimini yerine getirmeyen davacı, karşı taraftan edimini ifa etmesini isteyemeyeceğinden işbu davanın erken açıldığının nazara alınması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle mümeyyiz davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz eden davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı B. G. yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 15/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.