Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/3098 E. 2015/11610 K. 05.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3098
KARAR NO : 2015/11610
KARAR TARİHİ : 05.11.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL (KAPATILAN) 24. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/03/2013
NUMARASI : 2011/157-2013/76

Taraflar arasında görülen davada İstanbul(Kapatılan) 24. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 27/03/2013 gün ve 2011/157 – 2013/76 sayılı kararı onayan Daire’nin 24/10/2014 gün ve 2014/4326 – 2014/16484 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, muhatabının davalı banka olduğu ve müvekkiline alışveriş nedeniyle verilen çekin karşılıksız çıktığını, keşideci şirket hakkında başlatılan takibin semeresiz kaldığını, davalı bankanın hesap sahibinin mali durumu hakkında yeterli araştırma yapmadan çek karnesi vermesi nedeniyle sorumlu olduğunu, G. Bankası şubesine takasa verilmesi üzerine davalı banka ile yapılan görüşme sonucu çekin sahte olduğunun anlaşıldığını, bankanın sahte olduğu anlaşılan bu çekle ilgili suç duyurusunda bulunmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere çek bedeli 10.000 TL’nin en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin sahtelikten haberdar olmadığı gibi çekin sahte çıkmasında bir kusurunun da bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Adli Tıp Kurumu raporuna göre davacıya verilen 57.000 TL bedelli çekin tamamen sahte olarak düzenlendiği, bankanın çekin sahte olarak düzenlenmesine katkısının bulunduğunun kanıtlanamadığı, davalı bankanın kendisi dışında hazırlanarak piyasaya verilen sahte çekten dolayı sorumlu olmayacağı, çek verdiği şirketin ekonomik durumunu araştırmaması ve çeklerin sahte olduğunun anlaşılması üzerine Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunulmamasından kaynaklı olarak bankanın tamamen sahte olarak düzenlenen çekten dolayı sorumlu olduğunun kabul edilemeyeceği, davacı taraf her ne kadar zarara uğramış ise de meydana gelen zararda davalı bankanın herhangi bir kusurunun bulunmadığı, bankanın hukuka aykırı bir eyleminin dahi bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 24/10/2014 tarihli kararı ile onanmıştır.
Davacı vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK’nın 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 05,20 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK’nın 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 251,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak hazineye gelir kaydedilmesine, 05/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.