Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/3066 E. 2015/8566 K. 19.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3066
KARAR NO : 2015/8566
KARAR TARİHİ : 19.06.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/12/2014
NUMARASI : 2013/28-2014/340

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 25.12.2014 tarih ve 2013/28-2014/340 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin 1993 yılından beri tekstil sektöründe faaliyette olduğunu, davalının müvekkili şirketin markalarını taklit ettiğini, davalının müvekkili şirketin 25. sınıfta tescilli “F. P.+Şekil” markasının yanı sıra, ünvanındaki “F. P.” kelimelerini daha farklı ve ön plana çıkarmak suretiyle markasal olarak kullandığını, müvekkili şirketin bu hususta üstün ve öncelikli hakka sahip olduğunu, davalı tarafın kötüniyetli olduğunu, davalının “F.+Şekil” ibareli marka tescilinin görsel, işitsel ve kavramsal olarak iltibasa mahal verecek nitelikte olduğunu ileri sürerek, davalı şirket adına tescil edilen “F.+Şekil” markasının hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davacı şirketin “F. P.’ ibareli marka ve ticaret unvanı ile müvekkili şirket adına tescilli “f.f.point” markasının farklı olduklarını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taraf markaları arasında KHK’nın 8/1 b maddesi anlamında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, bu nedenle hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Mahkemece, davalılar adına tescilli ”p.” markasının varlığı nedeniyle dava konusu işaretler arasında benzerlik bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiş ise de; davacı adına tescilli marka ”Ş.+F. P.’, dava konusu marka da ”Şekil+F P.” ibaresinden oluşmaktadır.
Dava konusu işaretlerin ortalama tüketicileri nezdinde bir bütün olarak bıraktıkları izlenim dikkate alındığında aralarında 556 sayılı KHK 8/1-b bendi anlamında ilişkilendirilme ihtimalini de kapsayacak şekilde benzerlik bulunduğunun kabulü gerekir. Bu bakımdan, davalının önceki tescilli ”P.” markasının mevcudiyeti anılan ibarenin davacı markasına iltibas tehlikesi yaratacak şekilde benzer bir ifade oluşturan ”Şekil+F P.” halinde marka kullanılması olanağı vermez. Dairemizin benzer uyuşmazlıkla ilgili 24.09.2013 tarih 2013/11442 Esas, 2013/16470 sayılı kararında da aynı görüş benimsenmiştir. Bu durumda uyuşmazlığın yukarıdaki görüş ve açıklamalar çerçevesinde değerlendirilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 19.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.