Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/3044 E. 2015/8052 K. 10.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3044
KARAR NO : 2015/8052
KARAR TARİHİ : 10.06.2015

MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/11/2014
NUMARASI : 2014/658-2014/377

Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 25/11/2014 tarih ve 2014/658-2014/377 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı Saniye’nin müvekkili ile iş akdi imzaladığını, anılan sözleşme uyarınca davalının çalışma bölgesinin İ. A. Y. ve Ç. olduğunu, bir süre sonra davalının istifa ederek işten ayrıldığını ve diğer davalı şirkette çalışmaya başladığını, davalı şirketin ile müvekkilinin aynı iştigal konusuna sahip şirketler olup, davalının müvekkili şirketten ayrılan kişileri kendi bünyesinde çalıştırmaya ve müvekkili şirketin müşterileriyle irtibata geçerek onlara malzeme satmaya başladığını, davalı Saniye’nin müvekkili ile imzalamış olduğu sözleşmede yer alan rekabet yasağına aykırı hareket ettiğini, müvekkili şirkette çalıştığı dönemde satış temsilcisi olan davalının müvekkilinin müşterileriyle irtibat halinde olduğunu ayrıca, müvekkilinin ürettiği ürünlerin özellik ve içeriklerini de bildiğini, davalı şirkette çalışmaya başladıktan sonra da müvekkilinin müşteri portföyündeki firmalarla irtibata geçerek bu firmaların müvekkili ile olan ticari ilişkisinin sona ermesine ve diğer davalı şirketle çalışmalarına neden olduğunu, davalıların eylemlerinin müvekkilini zarara uğrattığını ileri sürerek, 20.000,00 USD cezai şartın dava tarihinden itibaren işleyecek devlet bankalarınca bir yıl vadeli dolar hesabına uygulanan en yüksek faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, rekabet yasağına ilişkin sözleşme hükmünün geçerli olmadığını, müvekkillerinin davacıyı zarara uğratacak herhangi bir eylemlerinin de bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacı ile davalı Saniye arasında akdedilen sözleşmenin rekabet yasağını düzenleyen 8. maddesinin bir rekabet etmeme koşulu değil, kelepçeleme sözleşmesi niteliğinde olup, davalının ekonomik özgürlüğünü kısıtlayan bir hüküm olduğu zira, belirli il veya coğrafi bölgeyle sınırlı olmayıp, tüm Türkiye’yi kapsayacak şekilde getirilen çalışma yasağının davalının içine düşeceği mali koşullar açısından başlı başına sözleşmenin geçersizliği için bir sebep olduğundan buna dayalı cezai şartın da geçersiz olduğu, davalıya Türkiye genelinde çalışmama şartının empoze edilmesinin hakkaniyete uygun olmadığı, davalının, davacı şirkette çalışırken edindiği ticari sır niteliğindeki bilgileri ne şekilde kullandığı, davacının ne tür bir zarara uğradığı da ispat edilemediğinden, davanın her iki davalı yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davalı S.. G..’ın davalı şirkette ortak ve müdür olmaması nedeniyle diğer davalının işçi alımından sorumluluğu bulunmayacağının anlaşılmış olmasına göre, davacı vekilinin davalı S.. G.. yönünden aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının, davalı şirket yönünden ise, tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, 818 sayılı BK’nın 348. maddesi uyarınca işçinin rekabet yasağına dayalı olarak açılan cezai şart istemine ilişkindir. Davacı şirket ile davalı Saniye arasında akdedilen 11.10.2010 tarihli hizmet sözleşmesinde, sözleşme konusunun ” İşbu hizmet sözleşmesi ile hizmetli, İ. A. Y. ve Ç. bölgesinde Worldchem’in ticari temsilcisi olarak tayin edilmiş olup, W.’in iştigal konusunu ilgilendiren işlerde ve akitlerde aracalık yapacaktır.” şeklinde olduğu belirtilmiş ve yine sözleşmenin rekabet yasağına ilişkin 8. maddesinde ” Hizmetli işbu hizmetli sözleşmesinin herhangi bir nedenle feshini takip eden 1 yıllık süre içinde gerek kendi nam ve hesabına ve gerekse bir başka şirket veya kişi aracılığı ile Worldchem’in iştigal konusu ile ilgili olarak satmaya yetkili olduğu ürünler veya benzeri ürünleri hizmetliyi şirket yetkilisi veya temsilcisi olarak tanımaya devam eden şirket ya da şahıslara veya hizmetli sözleşmesi süresi içerisinde W.’in müşterisi olmuş şirket ya da şahıslara satmayacağını, satmaya teşebbüs etmeyeceğini, teklif vermeyeceğini, satışlara aracılık etmeyeceğini kabul ve taahhüt etmektedir…” hükmü düzenlenmiştir. Her ne kadar, mahkemece sözleşmenin 8. maddesi ile getirilen rekabet yasağı Anayasa’da düzenlenen çalışma özgürlüğüne aykırı bulunmuş ise de, anılan sözleşme hükmü mahkemenin kabulünün aksine tüm T.’yi kapsamamakta, sadece davalının görev yaptığı Ç. ve A.Y.’ndaki davacı müşterilerine sözleşmenin feshinden itibaren 1 yıl süre ile satış yapmayı, satmaya teşebbüs etmeyi, teklif vermeyi, satışlara aracılık etmeyi yasaklayan bir sözleşme olduğundan kelepçeleme sözleşmesi olarak kabul edilemez. Bu durumda, mahkemece sözleşmenin rekabet yasağına ilişkin hükmünde belirtilen süre içerisinde davalı Saniye’nin davacının Ç. ve A. Y.’nda kendisini tanıyan müşterilerine diğer davalı şirkette mal satıp satmadığı, satmaya teşebbüs edip etmediği, teklif verip vermediği, satışlara aracılık edip etmediği hususu üzerinde durularak sonucuna göre bir karar vermek gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin, davalı şirket yönünden tüm, davalı S.. G.. yönünden sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin davalı S.. G.. yönünden temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 10/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.