Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/3040 E. 2015/4727 K. 06.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3040
KARAR NO : 2015/4727
KARAR TARİHİ : 06.04.2015

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 13.03.2014 tarih ve 2011/521-2014/70 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı banka ile dava dışı… arasında 22/10/2004 tarihinde 40.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin bu sözleşmeyi müşterek müteselsil kefil sıfatıyla bizzat imzaladığını, daha sonra aynı sözleşmeye ek 24/05/2006 tarihinde 60.000,00 TL sözleşme limitinin artırıldığını, bu kredi sözleşmesinin de müvekkili tarafından imza edildiğini, davalı banka ile dava dışı kredi borçlusu … arasında 24/08/2008 tarihinde kredi limitinin 150.000,00 TL daha artırıldığını, müvekkilinin bu sözleşmede imzasının olmadığını, asıl borçlu ile banka arasında 10/11/2009 tarihli ikinci bir genel kredi sözleşmesi imzalandığını, bu kredi sözleşmesinde müvekkilinin kefaletinin bulunmadığını, yeni kredi sözleşmesi ile dava dışı …’ ın davalı bankadan 200.000 TL daha kredi kullandığını, kredi borçlarının vadesinde ödenmemesi üzerine davalı banka tarafından asıl borçluya ait olan hesapların kat edildiğini, bunun üzerine davalı bankanın 05/08/2010 tarihli 17781 yevmiye nosu ile müvekkiline hesap kat ihtarı göndererek 24/09/2008 ve 10/11/2009 tarihli kredi sözleşmesinin ödenmesinin istendiğini, bu sözleşmelerde müvekkilinin imzasının olmadığını, müvekkilinin cebri icra baskısı altında borcu kabul etmeyerek hesap kat ihtarında talep edilen 98.036,85 TL’nin 91.563,00 TL’sini ödemek zorunda kaldığını ileri sürerek 91.300,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının müvekkili banka ile… arasında imzalanan genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmeleri ile 100.000 TL bedelle müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğunu, asıl borçlu ile yapılan iki sözleşmenin birbirinin devamı olan tek bir sözleşme olduğunu, ilk sözleşmenin kefili olarak imza atan davacının dava dışı asıl borçlunun tüm kredilerin kefili olduğunu, davacının imzaladığı sözleşmenin herhangi bir süreye bağlı olmadığını, ilk sözleşmeyle belirlenen borcun sıfırlanmasının sözleşmeyi sona erdirmeyece- ğini, davacı kefilin mevcut sözleşmelerden doğan kefalet sorumluluğunun devam edeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı banka tarafından alacağının dayanağı olarak gösterilen 24.09.2008 tarihli limit artırımını düzenleyen sözleşme ile 10.11.2009 tarihli genel kredi sözleşmesinde davacının imzasının bulunmadığı, dava dışı borçluya kullandırılan kredilerin kullandırılış tarihlerinin davacının kefil olarak imzasını içeren sözleşme ve limit artırımı tarihinden sonra olduğu, dolayısıyla kefilliğinin bu limit arttırımları yönünden bulunmadığı, davacının ihtirazî kayıtla ödediği asıl borçlunun kredi borcundan dolayı davalı bankaya karşı bir borcu ve sorumluluğunun olmadığı gerekçesiyle 90.967,38 TL’nin, ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalı bankadan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davalı banka tarafından davacıya gönderilen 05.07.2010 tarihli hesap kat ihtarnamesinde, davacının müteselsil kefaletinin bulunmadığı 24/09/2008 tarihli limit artırım sözleşmesi ve 10/11/2009 tarihli Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi uyarınca ödeme talep edilmiş olmasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 4.660,00 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 06.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.