Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/3017 E. 2015/8301 K. 15.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3017
KARAR NO : 2015/8301
KARAR TARİHİ : 15.06.2015

MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/12/2014
NUMARASI : 2014/807-2014/497

Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 12/12/2014 tarih ve 2014/807-2014/497 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkillerinin 18-28.04.2013 tarihleri arasında İstanbul- A./A.-L. seyahati ile ilgili olarak davalı şirketin internet adresi üzerinden bilet aldıklarını, uçakların zamanında varış noktasına ulaşacakları düşüncesi ile L.-L. (Z.) seyahati için de bilet satın aldıklarını, uçağın kalkış saatinin 17.00 olmasına rağmen, davalı şirketin mail yolu ile gönderilen bilet üzerinde kalkış saatinin 19.40 olarak yazılmasından dolayı uçağı kaçırdıklarını, davalının hatasını kabul ederek kesilen bilet bedellerinin kendilerine iade edildiğini, ancak L.-L. uçak biletinin bedelini dava dışı şirketten tahsil edemediklerini, maddi ve manevi zarara uğradıklarını ileri sürerek 1.300,00 TL maddi, 2.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkili şirket ile davacı S. B. arasında çağrı merkezi aracılığı ile yapılan görüşmede davacıya uçuş ile ilgili bilgilerin verildiğini, sözleşmenin icapta bulunulan 17.00 uçağı üzerinden kurulduğunu, ardından e-posta aracılığı ile elektronik bilet gönderildiğini, bu bildirimin bilgilendirme amacıyla düzenlenmiş açıklayıcı bir belge olduğunu ve sözleşme üzerinde kurucu bir unsur taşımadığını, bu belgeye dayanılarak uçağın kaçırılmış olmasının şirketin sorumluluğunda olmadığını, kaldı ki bilette kalkış saatinin 17.00 varış saatinin 19.40 olarak düzenlendiğini, davacının bileti yanlış okuduğunu çağrı merkezi ile görüştüğü esnada ikrar ettiğini, taraflar arasında imzalanan hizmet sözleşmesine göre davacıların uçağın kalkış saatinden en az üç saat önce havaalanında olmaların gerektiği, davacıların belirttiği saate göre bile bu süreye uyulmadığını, müşteri memnuniyeti ilkesi gereğince davacıların bilet bedellerinin iade edildiğini, müvekkilinin kusuru olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamına ve özellikle ses kaydı çözümlemelerine göre davacının 17:00’de olan uçağına yetişemediğini, saat 17:30’da açmış olduğu telefon ile teyit ettiği, gecikmenin ve alınan uçak biletinden yararlanamamanın sebebinin davalıdan kaynaklanmadığı, tamamen davacının kusurundan kaynaklandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 15/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.