Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/2942 E. 2015/7576 K. 03.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2942
KARAR NO : 2015/7576
KARAR TARİHİ : 03.06.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL 1. FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/11/2014
NUMARASI : 2014/27-2014/210

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18.11.2014 tarih ve 2014/27-2014/210 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkilinin müellifi olduğu “B. Belediyesi T. Spor Merkezi Uygulaması Projesi” işine dair proje, raporlar, şartnameleri ile ilgili “hizmet alımları sözleşmesi” gereğince eksiksiz olarak hazırlayıp teslim ettiğini, ancak davalı tarafından müvekkiline haber verilmeden projenin uygulanmaya başlandığını, davacıdan izinsiz olarak projesinde değişiklikler yapılarak uygulandığını, eserin genel konsepti, mimarın ifade tarzının değiştirilerek kullanıldığını, bu durumun müvekkilinin FSEK’ten kaynaklanan haklarına tecavüz oluşturduğunu, müvekkilinin muvafakati alınmadan projenin değiştirilmesi sureti ile işleme ve çoğaltma haklarına tecavüz nedeniyle davacı şirket yönünden 10.000 TL maddi tazminatın, projeyi çizen diğer davacı yönünden de 50.000 TL manevi tazminatın temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı ile müvekkili arasında imzalanan hizmet alımları tip sözleşmesinin 33. maddesi uyarınca tüm haklarını müvekkiline devrettiğini ve bu sözleşme gereğince müvekkilinin proje üzerinde değişiklik yapma hakkının bulunduğunu, projede yapılan değişikliklerin eserin genel konseptini, mimarın ifade tarzını ve eserin bütünlüğünü bozucu mahiyette olmadığını, bu değişikliklerin uygulamadaki zorunluluklar nedeniyle gerçekleştirildiğini, müvekkilinin kötü niyetli olmadığını, kamu güvenliğinin zarar görmemesi için değişikliklerin yapıldığını, davacının talep ettiği tazminatın fahiş olduğunu, bu değişikliklerin projenin uygulanması için ihale edilen dava dışı 3. şahıs tarafından gerçekleştirildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyularak, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı idarenin, davacı şirket ve davalı arasındaki hizmet alım sözleşmesine göre, malzeme ve fonksiyonlarda, eserin genel konseptini, mimarın ifade tarzını ve eserin bütünlüğünü bozmayacak şekilde her türlü değişikliği yapmaya yetkili olduğu, yapılan değişikliklerin çoğunun ihtiyaçtan kaynaklandığını, idarenin bunları yapmaya yetkili olduğu , eserin bakımsız bırakılması veya kullanılmayacak durumda tutulması davalının mülkiyet hakları kapsamında kalıp davacı yönünden uyuşmazlık projenin konsepti bozacak şekilde uygulanıp uygulanmamasına ilişkin olduğu ve alınan tüm bilirkişi raporlarında değişikliklerle konseptin bozulmadığının belirtildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, eser sahipliğinden kaynaklanan hakları ihlal edildiği iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, maddi tazminat davacı şirket için manevi tazminat ise davacı R. S. için talep edilmiştir. Mahkemece verilen ilk kararda maddi tazminat talebinin reddine manevi tazminat talebinin ise kabülüne karar verilmiştir. Bu karar da sadece davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Bu durumda davacı taraf sadece proje müellifi olan davacı R. S. yönünden manevi tazminat isteminde bulunduğuna ve mahkemece maddi tazminat isteminin reddine dair karar davacı tarafça temyiz edilmediğine göre maddi tazminat yönünden verilen karar kesinleşmiş olup davacı şirketin Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu verilen karara karşı temyiz yoluna başvurmasında hukuki yararı bulunmadığından davacılar vekilinin davacı şirket yönünden temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davacılar vekilinin davacı R. S. yönünden temyiz itirazlarının incelenmesine gelince dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin davacı şirket yönünden temyiz isteminin REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin davacı R. S. yönünden temyiz itirazlarının REDDİNE, usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı davacılardan peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 03.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.