YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2908
KARAR NO : 2015/8059
KARAR TARİHİ : 10.06.2015
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/10/2014
NUMARASI : 2013/15-2014/236
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 21/10/2014 tarih ve 2013/15-2014/236 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava, 6100 sayılı Kanun’un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK’nın 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 1997/138127 no’lu “S.” markasının sahibi olduğunu, markanın TPE tarafından tanınmış marka olarak da kabul edildiğini, davalının 2010/11291 no ile tescilli “S. AOÇ Ş.” markalı alkollü içkileri satışa sunduğunu, taraf markalarının benzer olması nedeniyle iltibas tehlikesi bulunduğunu, davalı tarafından tescil ettirilen marka ile piyasa sunulan alkollü içeceklerin müvekkilinin itibarını sarsacağını, davalının müvekkilinin tanınmış markasından haksız yarar elde edeceğini, davalının müvekkilinin markasına tecavüzde bulunduğunu ileri sürerek, tecavüzün sonlandırılmasını, davalı markasının sicilden terkinini, markaya havi tüm ürünlerin toplanmasını, yeni ürün imal ve satışa sunulmasının önlenmesini ve hükmün ilanını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraf markalarının benzer olmadığını, müvekkili markasının tanınmış marka olup, davacı markasından haksız yararlanma iddiasının yerinde olmadığını, markaların farklı alanlarda kullanıldığını, müvekkilinin davacının markasına tecavüzünün söz konusu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında bir benzerlikten bahsetmenin mümkün olmadığı, davacı tarafça tanınmışlığa ilişkin belge sunulmadığı gibi, davalı markasının davacı markasının tanınmışlığından haksız yararlanma sağladığına, onun itibarına zarar verdiğine veya ayırt edici karakterini zedelediğine dair da herhangi bir delil sunulmadığı, davalı markasının davacı markasına tecavüz etmediği, davalının markasını tescilli olduğu şekilde kullandığı, davalı markası için hükümsüzlük koşullarının da oluşmadığı, davalı markasında benzerlik arz eden “S.” ibaresi yanında “A.O.Ç” ibaresi ve şekil unsurunun yer alması ve “A.O.Ç.” ibaresinin de tüketici tarafından bilinirliği yüksek bir ibare olması nedeniyle tüketicinin markanın ilişkili olduğu ürünün A. O. Ç.’ne ait bir ürün olduğunu anlayabileceği, markaların tescil sınıflarının ve hitap ettiği tüketici kitlesinin farklı olması nedeniyle iltibas tehlikesinin bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmaması ve dava konusu işaretler arasında benzerlik olmasına karşın, 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi koşullarının somut uyuşmazlıkta gerçekleşmemiş bulunmasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, davacıdan temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 10/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.