Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/2870 E. 2015/7612 K. 03.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2870
KARAR NO : 2015/7612
KARAR TARİHİ : 03.06.2015

MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/10/2014
NUMARASI : 2013/313-2014/273

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 01/10/2014 tarih ve 2013/313-2014/273 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili şirketin 2010/15431 sayılı ve “B. B.P.” ibareli marka başvurusunun, davalının “T. B. P.+ŞEKİL ” unsurlu ve 2007/04988, 2009/13375 sayılı v.b. markalarını mesnet göstererek yaptığı itiraz üzerine TPE’nin 2013-M-5243 sayılı YİDK kararıyla başvurunun benzer mallar yönünden nihai olarak reddine karar verildiğini, oysa B. esas unsurlu markaların özellikle “süt ve süt ürünleri” yönünden tüketici ve toplumun her kesimi tarafından bilinen son derece tanınmış marka olduğunu, YİDK kararının bütünü ile usul ve yasaya aykırı olduğunu, bir bütün olarak değerlendirildiğinde markalar arasında karıştırma ihtimalinin bulunmadığını ileri sürerek başvurunun reddine dair YİDK kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı TPE vekili; iptali istenen YİDK kararının yerinde olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili; müvekkil şirketin markasının özellikle “Peynir ve Süt ürünleri sektörü” nde Türkiye’nin 40 yıldır en köklü ve en iyi bilinen markalarından olduğunu, ihtilaf konusu markalarda bulunan B. P. ibaresinin tıpa tıp aynı olduğunu “B. P.” ibaresinin ilk kez , 2007 yılında yeni ve özgün bir “logo ve slogan” olarak müvekkil şirket tarafından kullanıldığını ve bu ibare için yapılmış olan yatırımlar sonucunda ciddi bir ayırt edicilik kazanıldığını, müvekkil şirket adına aynı/benzer seri markalarının bulunduğunu, davalı markasının ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, markalar kapsamı içerisinde birbiri ile ilişkili aynı/benzer türden ürünler olduğunu ve karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, marka başvuru sahibinin başka bir ifadeyi seçme olanağı mevcutken müvekkiline ait markaların ayırt edilemeyecek derecede benzerini seçmesinin, T.T.K. m.18/f.2’de yer alan “dürüstlük kuralı”na da aykırılık teşkil ettiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, başvuru markası kapsamından çıkartılan 29.05. alt grup malların ret gerekçesi markaların kapsamında da aynen bulunduğu , taraf markaları işaretsel yönden karşılaştırıldıklarında, her iki markanın bir çatı markası “B.” / “T.” ve birer slogan markası “B. P.” ibarelerini kapsadıkları, tescil edilmek istenen ürünlerle birlikte düşünüldüğünde, davalı şirketin önceden tescilli “B. P.” ibaresinin slogan markası niteliğinde olduğu, davalı firmanın dosyaya sunduğu görüntülü ve sesli delillerinden bu ibarenin tanıtımı için davalı firmanın oldukça yüksek yatırım yaptığı ve bu sloganı süt ürünleri sektöründe tanınmış marka haline getirdiği, davalı şirketin daha önceden “B.” markası bulunmasına rağmen, davalının tescil ettirdiği sloganı da ekleyerek dava konusu başvuruyu yaptığı, her iki marka arasında KHK’nın 8/1 (b) maddesi anlamında karıştırılmaya yol açacak ölçüde ayniyet bulunduğu, ayrıca başvuru markasını tescil olunmasının, davacı tarafa, KHK’nın 8/4 maddesi uyarınca davacı markasının tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağı, ayrıca davalı markasının ayırt edicilik ve tanınmışlık düzeyini sulandıracağı, başvurunun “29.05 Süt ve süt ürünleri (tereyağı dahil).” yönünden reddine dair YİDK kararının doğru olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 03/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.