Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/2860 E. 2015/7614 K. 03.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2860
KARAR NO : 2015/7614
KARAR TARİHİ : 03.06.2015

MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/11/2014
NUMARASI : 2014/71-2014/313

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 03/11/2014 tarih ve 2014/71-2014/313 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davalı şirketin 2011/56256, 2011/56270 sayılı ve “İ.”, “İ. D. A.+şekil” unsurlu marka başvurularına, müvekkilinin 2003/29472, 2005/37293, 2008/38348 sayılı “İ.” ibareli markalarını mesnet göstererek yaptığı itirazın, TPE YİDK’nın 2013-M-7182 ve 2013-M-7151 sayılı kararlarıyla reddedildiğini, oysa dava konusu markaların benzer olduğunu, markaların karıştırılacağını, davalının kötü niyetli olduğunu, müvekkil markasının tanınmış marka olduğunu, başvuruların müvekkil markalarının tanınmışlığından yararlanmak amacıyla yapıldığını ileri sürerek, YİDK kararlarının iptaline ve başvuru konusu markaların hükümsüzlükleri ile sicilden terkinlerini talep etmiştir.
Davalı TPE vekili; iptali istenen YİDK kararının yerinde olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalıya usulüne uygun tebligat yapıldığı halde davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, markalar, ortalama tüketici kitlesinin genel izlenimi ve bütüncül bakış açısına göre karşılaştırıldığında, markalar arasında görsel, kavramsal ve sesçil olarak ayniyet düzeyinde bir benzerlik bulunduğu, ancak tescil kapsamlarının tamamen farklı olması nedeniyle, 556 sayılı KHK’nın 8/1 (b) maddesi anlamında karıştırma ihtimalinin bulunmadığı, bununla birlikte deliller hep birlikte değerlendirildiğinde, İ. markasının alkollü içecekler sektöründe tanınmış marka niteliğinde olduğunun davacı yanca ispatlandığı, yine davacı markalarının yaklaşık 10 yıldır tescilli olması, ilk defa davacı tarafça oluşturulması, markaya konu “İ.” ibaresinin reklam ve etki gücü yüksek ve orijinal bir ibare olması, davacı tarafın markanın tanıtımına yaptığı yüksek yatırım, bayi ağı, yıllık satış rakamları, markanın 20 adet serisinin bulunması hususları birlikte değerlendirildiğinde, farklı sektörler yönünden de korunmayı hak eden, başkaları adına tescil edildiğinde, markanın yüksek ayırt edicilik gücüne zarar gelecek markalardan olduğu, ayrıca başvurunun tescilinin, davalı tarafa markanın yüksek reklam gücünden haksız yarar ve imaj transferi sağlayacak olması nedeniyle, KHK’nın 8/4 maddesindeki risklerin meydana geleceği kanaatine varıldığı, bilirkişinin heyetinin raporundaki aksi yöndeki mütalaasının bilimsel temelden uzak bulunduğu, KHK’nın 8/4 maddesi uyarınca başvuruya itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmiş olması nedeniyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve TPE-YİDK karar iptaline ilişkin mahkeme kararının isabetli bulunmasına göre, davalı TPE vekilinin tüm, diğer davalı S.. M.. vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Ancak, mahkemece uyuşmazlık konusu 2011/56256 ve 2011/56270 sayılı markaların hükümsüzlüğüne de karar verilmiş olmakla birlikte, dava dosyasındaki mevcut belgeler itibariyle dava konusu marka başvurularının yargılama sırasında kesinleşerek davalı S.. M.. adına sicile tescil olunduğuna dair bir kayıt bulunmamaktadır. O halde, mahkemece, öncelikle TPE’den dava konusu marka başvurularının tescilinin gerçekleşip gerçekleşmediği sorularak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hükümsüzlük kararı verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle temyiz eden davalı S.. M.. yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı TPE vekilinin tüm, davalı S.. M.. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı S.. M.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün anılan davalı yararına BOZULMASINA, davalı TPE’den temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalı S.. M..’e iadesine, 03/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.